2470-)
Bana Alîyyu-bnu Hucr rivâyet etti. ki): Bize İsmâîl b. İbrahim Destevâî sahibi Hişâm-dan o da Yahya b. Ebî Kesîr-den o da Hilâl b. Ebî Meymûne-den o da Atâ- b. Yesâr-dan o da Ebû Saîd-i Hudrî-den naklen haber verdi. Ebû Saîd Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) minberin üzerine oturdu biz de etrafına oturduk. Şöyle buyurdular: «Ben den sonra sizin için korktuğum şeylerden biri size dünyâ ni-metleri ile zînetlerinin müyesser olmasıdır.» üzerine bir adam: «Hiç hayır şerr getirir mi Ya Resûlallah?» dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona cevap vermeyerek sükût buyurdu. O adama: «Aceb sana ne oluyor ki sen Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e söz söylüyorsun hâlbuki o seninle konuşmuyor?» diyenler oldu. Bir de baktık ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e vahy indiriliyor. Az sonra boşanan terini silerek açıldı ve: «Şu suâli soran yok mu?» buyurarak adetâ soran zâtı över gibi davrandı. Müteakiben: «Hakîkaten hayır şerri getirmez. (Ama) derenin yetiştirdiği nebatlardan bâzısı yâ öldürür yahut ölüme yaklaştırır. Yalnız yeşillik yiyen hayvanlar müstesna. Çünkü onlar yerler yerler de böğürleri doldu mu gün-şe karşı dururlar rahatça def-i hacet ve bevlederler. Sonra yine otlarlar. mal yeşil tatlı bir şeydir. Ondan yoksula yetime ve yolcuya veren kimse ne iyi Mûslümandır. —Burada râvî: Yâhutta hadîs Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in buyurduğu gibidir demiştir.— haksız olarak alan kimse yiyip yiyip doymayan obur gibidir mal kıyâmet gününde onun aleyhine şahit olacaktır.» buyurdular. hadîsi Buhârî «Zekât» ve «Rukaak» bahislerinde Nesâî «Zekât» bahsinde tacric etmişlerdir. Dünyânın güzelliği demektir. Bu tâbir «Zehratü-l - Eşcâr» yani ağaçların çiçeği terkibinden alınmıştır. A-râbî-ye göre «Zehra»: Beyaz çiçek demektir. A’zam Zehr» ile «Nevr»-in ayni mânâya geldiklerini söylemiştir. - Garâyib» nâm eserde: «bu terkipten murâd: Muhtelif eşya mal elbise mezruât vb. gibi güzelliği ile insanları aldatan şeylerdir. Hâlbuki bunlar pek az devam ederler.» denilmiştir. muhtelif rivâyetlerinden anlaşılıyor ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) minberde ümmetinin dünyâ zinetleri ile nimetlerine aldanarak ibâdetlerden geri kalacaklarından korktuğunu anlatmış bunun üzerine ismi bilinmeyen bir zât: «Hiç hayır şerr getirir mi?» diyerek biz ganimet vb. gibi mubah olan mallardan yi-yiyoruz; bu ise hayırdan başka bir şey değildir. Hayır nasıl şerr getirebilir? şeklinde inkârda bulunmuş hayırın şerr getirmesini ihtimâlden uzak görmüştür. Ashâb-ı kirâm bu zâtın suâlini yersiz bularak kendisini muâhaze etmişler çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona cevap vermiyerek bir müddet sükût etmiş. Onlar bu sükûtu canının sıkıldığına hamletmişler sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e vahy indiğini görmüşler. Vahy nâzil olduktan sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) suâl soran zâta iltifat etmiş. Buhârî-nin rivâyetine göre ashâb-ı kirâm da bunu görünce o zâtı övmüşler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e o zâta şu cevâbı vermiş: elde ettiğiniz dünyâ metâı hayır değil bir fitnedir. Evet hayır ancak hayır getirir. Lâkin bu dünyâ zinetleri hayır değildir. Çünkü bunlar fitneye sebep olur. Onlarla siz âhiret hususuna yönelmekten meşgul olursunuz.» sonra mes-eleyi misâlle anlatmış ve: yetiştirdiği nebatların bâzısı çok yiyen hayvanları ya patlatıp öldürür yahut ölüme yaklaştırır. Ancak ihtiyâcına kadar yiyenlere zarar vermez. Dünyâ malı da öyledir insanlar onu hoş görerek meylederler. Bâzısı (mola gark oldu) denilecek şekilde çok mal edinir bâzısı fazlasına tama- etmiyerek azı ile iktifa eder. Mala gark olanlar ekseriyetle onun sebebiyle ya helâk olur yahut helâka yaklaşırlar...» buyurmuşlardır. diyor ki: «Bu hadîste iki tane misâl vardır. Bunların biri hakka manî olacak derecede çok mal toplayanlara aittir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-. yetiştirdiği nebâtlann bâzısı öldürür.) cümlesiyle buna işaret buyurmuştur. mesel: Mukteside aittir. Buna da: (Yalnız yeşil bakla yiyenler müstesna.) cümlesiyle işarette bulunmuştur. Zira yeşil bakla sebzelerin en iyilerinden değildir.» îyâz dahi şunları söylemiştir: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabına muktasıd ile çok mal toplayanın hâllerine misâl göstermiş ve: bahar nebatlarının sırf hayır olduğunu hayvanların onlarla beslendiğini söylüyorsunuz oma mes-ele sizin dediğiniz gibi mutlak surette hayır değildir. Bahar nebatlarının hayvanı öldürenleri yahut ölüme yaklaştıranları vardır. İşte çok yiyerek patlayan hayvanın hâli çok mal toplayıp onu yerli yerince sarfetmeyen insana benzer.) buyurarak mal toplama hususunda i-tidâli aşmamaya işaret etmiş sonra topladığı mal kendisine fayda veren kimseye geçerek onu yeşil bakla yiyen hayvanın hâline benzetmiştir. şu yöndedir: Hayvan yeşil baklayı yiyerek nasıl karnını doyurur sonra hacetini defederse mal toplayıp onu yerli yerince sarfeden de öyledir.» ta hadîs Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in buyurduğu gibidir.» diye şekkeden râvî Yahya b. Ebi Kesir-dir. haksız yere almaktan murâd: Yâ haramdan kazanmak yahut ihtiyâcı yokken çok mal toplayarak zekâtmı vermemektir. Böyle bir malın kıyâmet gününde sahibi aleyhine şahadette bulunması dahi ya dile gelip söylemesi yahut amelleri yazan meleklerin şahadeti ile olacaktır. şerifte zikredilen «Rabî-»-den murâd: Bâzılarına göre: Küçük dere-dir. Maamafih Bahar mevsimi kastedilmiş olmasına da bir mâni yoktur.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Zekât
Konu: Bol Bol Verilen Dünya Nimetlerinden Korkulma Bâbı