2488-)
Bize Muhammedü-bnüV Müsennâ ile îbrâhîm b. Muhammed b. Ar-ara birbirlerinden baza cümleler ziyadesiyle rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Muâz b. Muâz rivâyet etti. ki): Bize İbn Avn Hişâm b. Zeyd b. Enes-den o da Enes b. Mâlik-den naklen rivâyet etti. Enes şöyle dedi: Huneyn harbi kopunca Hevâzin ve Ga-tafân kabileleri bütün çoluk çocukları ve hayvanları ile (karşımıza) çıktılar. O gün Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında On-bin kişi ile serbest bırakılan Mekke-liler vardı. (Harb başlayınca) Bunların hepsi geri döndüler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yalnız başına kaldı. Ve o gün aralarına başka bir şey karıştırmamak şartı ile iki defa nidada bulundu. Sağına bakarak: Ey Ensâr cemâati!» diye nida etti. Ensâr: «Lebbeyk Yâ Resul ali ah! Müsterih ol biz seninle beraberiz.» dediler. Sonra sol tarafına bakarak (Yine): «Ey Ensâr cemâati!» dedi. Ensâr: «Lebbeyk Yâ Resûlüllah! Müsterih ol biz seninle beraberiz.» cevâbını verdiler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) beyaz bir katırın üzerinde idi. (Ondan) indi ve: «Ben Allah-ın kulu ve Resûlüyüm.» buyurdular. Derken müşrikler bozuldu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir çok ganimetler elde etti. (Onları) muhacirlerle serbest bırakılan esirler arasında taksim etti. Ensâr-a bir şey vermedi. Bunun üzerine Ensâr: «Harp olursa biz çağırıhyoruz fakat ganimetler bizden başkalarına veriliyor.» dediler. söz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kulağına ulaştı. Hemen Ensâr-ı bir çadıra toplayarak- «Ey Ensâr cemâati! Sizden kulağıma gelen (bu söz nedir?)» dedi. Ensâr sustular. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (tekrar): «Ey Ensâr cemâatı« Başkalarının dünyalıkla gitmesine kendiniz de Muhammed-le onu aranıza alarak evlerinize gitmenize razı değil misiniz?» diye sordu: Ensâr: «Evet razıyız yâ Resûlüllah!» cevâbını verdiler. Müteakiben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şunu söyledi. « (Bütün) insanlar bir vadiyi Ensâr da bir dağ yolunu tutsalar: ben mutlaka Ensâr-ın yolundan giderdim.» (Demişki): «Ben: Yâ Ebâ Hamza! Sen bu vak-aya şahit oldun mu? dedim; (Ondan nereye kaçabilirdim ki?) cevâbını verdi.»