2493-)
Bize Süreye b. Yûnus rivâyet etti. ki): Bize îsmâil b. Ca-fer Amr b. Yahya b. Umâra-dan o da Abbâd b. Temîm- den o da Abdullah b. Zeyd-den naklen rivâyet etti ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Huneyn-i fethedince ganimetleri taksim ederek müellefe-i kulûb-a dünyalıklar vermiş. Sonra Ensâr-ın dahi başkalarının ellerine geçen mallardan almak istediklerini duymuş. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ayağa kalkarak onlara hutbe okumuş: Allah-a hamd-ü sena ettikten sonra: «Ey Ensör cemâati! Ben sizi dalâlette bulmadım mı Allah size benim vâsıtamla hidâyet vermedi mi? Fakır bularak Allah benim vâsıtam ile sizi zengin etmedi mi? Dağınık bularak Allah sizi benim vâsıtam ile bir yere toplamadı mı?» buyurdu. Ensâr (bu suâllere hep): «Allah ve Resûlünün ihsanı pek büyüktür.» cevâbını veriyorlardı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Bana cevap verseniz ya!» buyurdu. Ensâr (yine): «Allah ve Resûlünün nimetleri pek büyüktür.» dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) «Siz İsteseydiniz: şöyle şöyle söyler; filân İş şöyle şöyle oldu derdiniz.» Burada Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir çok şeylere işaret buyurmuş yalnız râvî Amr onları bekleyemediğini söylemiştir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sözüne devamla: «Başkalarının koyunlarla develerle gitmesine sizin de evlerinize Resûlüllah İle dönmenize razı olmaz mısınız? Ensâr İç çamaşırı başkaları ise dış çamaşırdırlar. Eğer hicret olmasaydı ben mutlaka Ensâr-dan biri olurdum. Bütün insanlar bir vâdîyi ve dağ yolunu tutsa ben mutlaka Ensâr- in vadisi ve yolunu tutardım. Şu muhakkak ki: sizler benden sonra başkalarının kendinize tercih edildiğini göreceksiniz. (Ama) havuzun başında bana kavuşuncaya kadar sabredin.» buyurdular. hadîsi Buhârî «KitâbüVMegazî»-de; bir kısmını da «Temenni» bahsinde tahrîc etmiştir. Mekke ile Tâif arasında bir vadinin adıdır. Arapların meşhur panayırlarından biri olan «Zülmecâz» Huneyn- in eteğindedir. Buraya «Evtâs» dahi denir. (sallallahü aleyhi ve sellem); «Siz isteseniz şöyle şöyle der...» sözü ile «seni kavmin tekzîb etti de bize sığındın. Seni evlerimizde misafir ettik getirdiklerine inandık sana yardım ettik...» gibi Ensâr-ın hatırlarına gelebilecek söz ve işlere işaret buyurmuştur. Bundan muradı: Tevazu- ve insafını bir daha göstermektir. Aksi taktirde bütün bu husûşâtta minnet Ensâr-a değil Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e aittir. Çünkü kendileri Ensâr diyarına hicret edip aralarında oturmasa Ensâr-la başkaları arasında hiç bir fark kalmazdı. Onların başkalarından temayüz ettikleri fazilet ve üstünlük ancak ona yâr olmalarındadır. Fahr-i Kâinat (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimizin: de Resûlüllah ile beraber evlerinize dönmeye razı değil misiniz?» sözleri ile bu inceliğe tembih buyurmuştur. ayni cümle Ensâr-ı kirâm- in o anda düşünemedikleri büyük bir hakikata işarettir. Bu hakikat başkaları fâni olan dünyâ mallan ile dönerken Ensâr-ın baki olan âhiret hayatını kazanmış olarak evlerine dönmelidir. diyor ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)- hicret olmasaydı ben mutlaka Ensâr-dan bir nefer olurdum.» sözü ile Ensâr-in gönüllerini almak dinleri hususunda kendilerini medh-u sena etmek istemiş hattâ hicret olmasa Ensâr-dan sayılmasını temenni eylemiştir. Hattabi-nin beyânına göre insanın âdedi yolda olsun mola verilen yerlerde olsun kavminden ayrılmamaktır. Hicaz arazisinin vadileri ve sarp dağ yolları çoktur. Yollar ayrıldığı zaman her kavm-ü kabîle onlardan birini tutar. İşte bu ciheti göz önüne alarak Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ensâr ile beraber olmak istemiştir. Maamâfih vadiden mezhep mânası kastedilmiş de olabilir. Nitekim araplar: «Filân bir vadide ben bir vadideydim.» derler. ve dış çamaşırı tâbirleri Ensâr-ı kirâm’ın Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e yakınlığından kinayedir. Bu sözler Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ensâr’ın kendisine en yakın insanlar olduklarını anlatmak istemiştir. şerifte zikredilen havuzdan murâd: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-irı mahşer yerindeki havz-u kevseridir. son cümlesi ile Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz: kadar sabredin öldükten sonra beni havuzumun başında bulacaksınız. Bu suretle sabrınızın mükâfaatını görecek hem size zulmedenlerden hakkınız alınacak hem de havz-ı kevserden içmek bahtiyarlığına nail olacaksınız. Size orada daha nice i-zâz-u ikramlar yapılcak sevaplar verilecektir.» demek İstemiştir.