2499-)
Bize Hemmâd b. Seriyy rivâyet etti. ki): Bize Ebû-l - Ahvas Saîd b. Mesrûk-dan o da Abdurrahmân b. Ebî Nu-m’ dan o da Ebû Said-î Hudriden naklen rivâyet etti. Ebû Saîd Şöyle dedi: Alî (radıyallahü anh) Yemen-de İken Reslüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) toprağı üzerinde bir altın külçesi gönderdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu dört kişi (yani): Akra1 b. Habis El - Fanzalî Uyeynetü-bnü Bedr El - Fezâri Âlkametü-bnu Ulâsete-l -Âmiri —ki sonradan Benî Kilâb-dan olmuştur.— ve sonra Benî Neb-hândan olan Zeydü-l - Hayr Et - Tâî arasında taksim etti. Bunun üzerine Kureyşliler kızdılar ve: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi bırakıp da Necid-in büyüklerine mi veriyor? dediler. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Ben bunu ancak onların kalplerini yatıştırmak için yaptım.» buyurdu. Derken gür sakallı elmacıkları çıkık gözleri çukur alnı yüksek ve başı tıraşlı bir adam gelerek: «Allah-dan kork yâ Muhammed!» dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-- «Ben isyan edersem Allah-a kim itaat eder? Bana siz emniyet etmezseniz hiç o bana yer yüzünde yaşayan insanlar için emniyet eder mi?» buyurdu. o adam dönüp gitti. Cemaattan biri —ki Hâlidü-bnu Velîd olduğu zannedilir.— onu öldürmek için izin istedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-- «Bu adamın sülâlesinden öyle birtakım insanlar gelecek ki Kur-ân-ı okuyacaklar fakat gırtlaklarını geçmiyecek Müslümanları öldürecekler ve putlara tapanları bırakacaklar İslâm-dan ok-un avı delip geçtiği gibi çıkacaklar. Ben bunlara yetişmiş olsam kendilerini mutlaka Âd kavminin tepelendiği gibi- tepelerdim.» buyurdular.