2510-)
Bana Ubeydullah El - Kavârîri rivâyet etti. ki): Bize Muhammed b. Abdillâh b. Zübeyr rivâyet etti. ki): Bize Süfyân Habîb b. Ebî Sâbit-den o da Dahhâki Mişrakî-den o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet ettiği bir hadîsde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): muhtelif fırkalara ayrıldığı bir zamanda bir kavim ortaya çıkacağını bunların iki taifeden hakka en yakın olanı öldüreceğini beyân etmiştir.» diyor ki: «Bu rivâyetler Hazret-i Ali- nin haklı Hazret-i Muâviye taraftarlarının haksız ve müteevvil olduklarını sarahaten göstermektedir. Yine bu rivâyetlerden her iki taifenin de mü-min olduklarına birbirleriyle harp etmekle dinden çıkmadıklarına fâsik dahi olmadıklarına sarahaten delil vardır. Bizim mezhebimizle bu bâbda bize muvafakat eden ulemânın mezhepleri budur.» ilminde beyân olunduğu vecîhle Alî Muâviye (radıyallahü anh) hazerâtınm muharebeleri hakkında ileri geri söz söylememek kendini hakem mevkiine çıkararak birini haklı diğerini haksız görmemek her iki sahâbî müctehid oldukları için bu bâbdaki hatâyı ictihâdda hatâ sayarak her ikisi hakkında da (radıyallahü anh) demek ehl-i sünnetin şiarıdır. Gazâlî (450 - 505)-nin rivâyetine göre büyüklerden bir zât rüyasında kıyâmetin koptuğunu görmüş Alî ile Muâviye hazerâtını getirmişler dâvaları görüldükten sonra Hazret-i Alî: «Kabe-nin Rabbine yemin ederim ki dâva lehime hükmolundu.» diyerek gitmiş; ondan sonra Hazret-i Muâviye görünmüş o da: «Kabe- nin Rabbine yemin ederim ki Rabbim beni affetti.- diyormuş.