2530-)
Bana Abdullah b. Muhammed b. Esma- Ed - Dubai rivâyet etti. ki): Bize Cüveyriye Mâlik-den o da Zühri-den naklen rivâyet etti; Zührî-ye de Abdullah b. Abdullah b. Nevfel b. Haris b. Abdilmuttalib rivâyet etmiş ona da Abdülmuttalib b. Rabîate-bni Haris rivâyet eylemiş; ki: Rabîatü-bnu Haris ile Abbâs b. Abdilmuttalib bir yere gelerek: «Vallahi şu iki oğlanı —bunu ben ile Fadl b. Abbâs için söylediler.— Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e göndersek de onunla konuşsalar. Kendilerini bu sadakalar üzerine me-mûr tâyin etse onlar da başka me-mûrların gördükleri vazifeyi eda etse ve onların aldığı maaştan bunlar da alsa (çok iyi olur.)» dediler. bu sözleri konuşurken Alîyyu-bnü Ebî Tâlib geldi ve yanlarında durdu. Mes-eleyi ona da söylediler Alîyyu-bnü Ebî Tâlib: -Vazgeçin! Vallahi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu yapmaz.» dedi. Rabîatü-bnü Haris hemen itiraz ederek: -Vallahi sen bunu ancak bize hasedinden dolayı yapıyorsun. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in dâmâdlığına nail oldun da biz yine sana hased etmedik.» dedi. Alî: « (Pek Ala) onlan gönderin!» dedi. gençler gittiler Alî de biraz uzandı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) öğleyi kılınca ondan önce odasına giderek orada bekledik; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) geldi ve bizim kulaklarımızı çektikten sonra: «Gönlünüzde olanları çıkarın bakalım;» buyurdu. Sonra içeri girdi biz de yanına girdik. O gün kendisi Zeyneb binti Cahş-ın yanında bulunuyordu. Biz sözü birbirimize havale ettik sonra birimiz konuştu; dedi ki: «Ya Resûlüllah! Sen insanların en iyisi ve en yardım severisin. Biz artık buluğ çağına ermiş bulunuyoruz. Şu sadaka işlerinin bâzısına bizi me-mûr tâyin etmen için geldik. (Edersen) biz de sair me-murlar gibi vazifemizi ifâ eder onlar gibi maaş alırız.» (sallallahü aleyhi ve sellem) uzun bir sükûta daldı hattâ kendisiyle konuşmak istedik. Zeyneb bize perdenin arkasından: «Ona söz etmeyin.» diye işaret etmeye başladı. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: «Şüphesiz ki sadaka Âl-i Muhammed-e lâyık değildir. O ancak insanların kirleridir. Siz bana Mahmîye ile Nevfel b. Haris b. Abdilmuttalib-i çağırın!» ganimetlerin beşte biri üzerine me-mûrdu. Bunlar (çağrılıp) geldiler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mahmî-ye-ye: «Bu gence kızını ver!» diyerek Fadl b. Abbâs-ı gösterdi. Mahmîye de kızını ona nikahladı. Nevfel b. Hâris-e dahi: «Şu gence kızını ver.» buyurarak bana işaret etti; o da kızını bana nikahladı. Mahmîye-ye: «Her iki kıza ganimetlerin beşte birinden şu kadar ve şu kadar meri ir ver.» buyurdular. «Abdullah bana mehîrin miktarını söylemedi.» demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Zekât
Konu: Al-i Resûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’i Sadaka Memüru Olarak Çalıştırmama Bâbı