Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Oruca Girişin Fecrin Doğması İle Hasıl Olduğunu Fecir Doğuncaya Kadar Yemek Ve Sairenin Cevazını Kendisine Oruca Namaz Vaktine Ve Saireye Girmek Gibi Hükümler Taalluk Eden Fecrin Sıfatını Beyan Bâbı

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:31    Güncellendi: 5.02.2025 19:31
2585-) Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Abdullah b. İdrîs Husayn-dan o da Şa-bi-den o da Adiyy b. Hatim (radıyallahü anh)’dan naklen rivâyet etti Adiyy Şöyle dedi: "Sizin için fecrin beyaz ipliği siyah ipliğinden seçilinceye kadar yiyip için "Sûre-i Bakara âyet 187. âyet-i kerîmesi nâzl olunca Adiyy b. Hâtim peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-e: Resûlüllah Ben yastığımın altına bir beyaz biri siyah iki ip koydum. (Bununla) geceyi gündüzden seçiyorum.» dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): yastığın pek genişmiş Bu beyaz iplikle siyah iptik gecenin karanlığı ile gündüzün aydınlığından ibarettir.» buyurdular. hadîsi Buhârî «Kitâbu-s-Savm» ile -Kitabu-t-Tefsir» de Ebû Dâvûd «Kİtâbu-s-Savm-da Tirmizî «Kitâbu-t-Tefsir» de muhtelif ravilerden tahric etmişlerdir. onun hakkında «Hasen Sahih bir hadistir.» demiştir. Arapların deve bağladıkları iptir. rivâyetinde bunun yerine «Kıldan iki iplik aldım.» denilmiştir. bir rivâyetinde şöyle buyurulmuştur: «Dedim ki Ya Resûlallah bu beyaz iplikle siyah iplikden murâd nedir? Bunlar hakikaten ıkı iplik midir? Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): ipliklere baktınsa sen hakikaten pek kalın kafalıymışsın.» buyurdu. ilâve etti: bundan murâd gecenin karanlığı ile gürdüzün aydınlığıdır.» Dâvûd-un rivâyetinde: «Ben biri beyaz biri siyah iki ip alarak yastığımın altına koydum da onlara baktım fakat ipleri biribirindon seçemedim. Sonra bunu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e anlattım da güldü ve: İse senin yastığın pek geniş ve uzunmuş. Bundan murad: Gece İle gündüzden ibarettir buyurdu» denilmektedir. Avâne-nin rivâyet ettiği Mutarrif hadîsinde: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) güldü ve: «Hayır öyle değil ey kalın kafalı buyurdular.» denilmiştir. yastığın pek genişmiş.» ifâdesindeki yastık uykudan kinayedir. Maksat «Senin uykun pek çok ve derinmiş.» demektir. yastığın başdan kinaye olduğunu söylerler. Nitekim: «Sen hakîkaten pek kalın kafalıymışsın.» hadîsi de bunu te-yid etmektedir. takımları kalın kafalı tâbirinin ahmaklıktan kinaye olduğunu söylerler. Zira kafanın haddinden fazla büyük ve geniş olması gabâvet ve ahmaklığa delildir. Nitekim mutedil oluşu da akıl ve âlicenaplık alâmetidir. îyâz diyor ki: « Hazret-i Adiyy-in iki ip alarak yastığının altına koyması âyet-i kerimeden bu mânâyı anladığındandır. Ayni şekilde hareket eden diğer ashab dahi âyetten bu mânâyı anlamışlardır. o zamana kadar beyazlıkla siyahlığın nelerden ibaret olduğunu beyân eden fecir kelimesi henüz nâzil olmamıştı.) kerimesi nâzıl olunca ipliklerden muradın gece ile gündüz olduğunu anladılar. Hadîsin mânâsı şudur: Eğer sen Allah-ın murâd ettiği iki ipliği —ki gece ile gündüzden ibarettirler.— yastığının altına koydunsa o halde senin yastığın onları örtmüş ve kaplamış olacağından genişlemesi iktizâ eder. hakikaten pek kalın kafalıymışsın .) rivâyeti de aynı mânâya gelir...» ki Kâdî îyâz hadîs-i şerif deki: yastığın pek genismis.» ve «Sen hakikaten pek kalın kafalıymışsın.» rivâyetlerini makaama münâsip bir şekilde te-vil etmiştir. hususta bir çok hadîs ulemâsı da Kâdi Iyâz-la beraberdir. Onlar bu ifâdelerden ahmak ve akılsız mânâsını çıkaranlara itiraz etmişler bunun zemmölacağım söylemişlerdir. Halbuki ortada zemmi îcab edecek bir söz yoktur. şöyle bir suâl hatıra gelebilir: «Bu hadîsin zahirine bakılırsa ak iplikle kara iplikten bahsedilen âyet-i kerime nâzıl olurken Hazret-i Adiyy-in orada bulurduğu anlaşılıyor. Bu onun daha önceden müslüman olmasını iktizâ eder. Halbuki hakikat Öyle değildir. Çünkü âyet-i kerime hicretin ilk zamanlarında inmiş Adiyy (radıyallahü anh) ise hicretin 9. veya 10. yılında müslüman olmuştur. İbn İshâk ile diğer Siyer ve Meğazi müellifleri vak-ayı bu şekilde tesbit etmişlerdir.» bu suâle dört vecihle cevap vermişlerdir: Hadîs-i şerifde zikri geçen âyet oruç farz kılındıktan sonra nâzil olmuştur. Aynî bu cevabı ihtimalden pek uzak görmektedir. Hazret-i Adiyy’in sözü te-vil olunur. Onun bu sözden muradı: «Ben Müslüman olduğum vakit bu âyet bana okununca beyaz ve siyah iplerle tecrübeye giriştim.» demektir. Hadisin manası: «Âyetin indiğini duyunca iki ip aldım.» demektir. Hadisde mahzuf kelimeler vardır. Bunlar şöyle takdîr olunur: «Âyet-i kerîme nâzil olup da bir müddet sonra ben Medine-ye gelerek Islâmiyeti kabul ettiğim ve onun şeriatlarını öğrendiğim vakit iki ip aldım.» bu dördüncü vechin en güzel olduğunu söylemektedir. Ahmed b. Hanbel-in rivâyeti de bu tevcihi te-yid eder. tarikiyle gelen bu rivâyette «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buna namazla orucu tâlim ederek Namazı söyle kılacaksın orucu da şöyle tutacaksın. Güneş kavuştu mu taa ak iplikten kara ipliği seçinceye kadar ye iç. buyurdu. Ben de iki iplik aldım... ilah...» Duyurulmaktadır. âyetteki kara iplikle ak iplik tabirlerinin gece ile gündüz mânâsına geldiklerini bildiren (fecir) Lâfzının bu âyetten hayli zaman sonra nâzil olduğunu ileri sürerek beyânın nasıl olup da ihtiyaç zamanından geri bırakıldığını hâlbuki beyân gelinceye kadar teklif devam ettiğini müşkil saymışlardır. bunlara şu cevabı vermişlerdir: kerîme-de «fecir» Lâfzı nâzil olmadan da beyân vardır. Yalnız onu herkes değil bâzı mütehassıslar anlardı. Beyânın herkesin anlıyacağı derecede açık olması şart değildir. Kaldı ki âeyt-i kerîme-den maksadın ne olduğunu Hazret-i Adiyy-den başka anlamayan bulunmamıştır. Hattâ ulemâdan basıları câhiliyet devrinde ak iplikle kara ipliğin gündüzle gece mânâsında kullanılmakta şüyu- bulduğunu bunun beyâna ihtiyâcı olmadığını söylemişlerdir. (631-676) ipliklere hakikat mânâsını verenlerin Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in meclislerinde bulunmayan anlayışı kıt bazı Bedeviler olduklarını söylemiştir. uazıları âyet-i kerîme-deki mecazın istiare mi yoksa teşbîh kabilinden mi olduğu mes-elesi üzerinde de durmuşlardır.: bunun istiare kabilinden olduğunu söylemiş ve «Biz bu Bâbın evvelinde bunu Zemehşerî-den naklettik.» demişdir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim Oruç
Konu: Oruca Girişin Fecrin Doğması İle Hasıl Olduğunu Fecir Doğuncaya Kadar Yemek Ve Sairenin Cevazını Kendisine Oruca Namaz Vaktine Ve Saireye Girmek Gibi Hükümler Taalluk Eden Fecrin Sıfatını Beyan Bâbı