2620-)
Bize Abdülvâris b. Abdissamed rivâyet etti. ki): Bana babam dedem-den o da îyyûvdan o da Nafî-den o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-den naklen bu Hadîsin mislini rivâyet etti. Yalnız «RamasanMa» kaydını söylemedi. hadîsi Bubâri «KitâbuVSavm» in bir-iki yerinde tahric etmiştir. îftâr etmeksizin arka arkaya birkaç gün oruç tu inaktır. bir rivâyetinde: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) visal yaptı. (Bunu görünce) halk da visal yaptılar fakat bu onlara güç geldi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de kendilerini bundan menetti...» denilmektedir. anlaşılıyor ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ümmetini visal orucu tutmaktan menetmesine sebep açlık ve susuzluk meşakkatidir. kirâm «Bunu sen de tutuyorsun ya Resûlüllah.» deyince Fahri Kâinat (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimiz: sizi: hey-et in iz gibi değilim.» buyurarak kendi halinin ashabına benzemediğini anlatmıştır. Bazıları bu hadîsdeki «Hey-et? Lâfzının zâid olduğunu söylerler. Maksat: «Ben sizin gibi değilim.» demektir. (sallallahü aleyhi ve sellem) hâlini: doyurulur sulanırım.» cümlesiyle izah buyurmuştur. Zira Teâla Hazretleri ona yiyecek ve içecek yerini tutacak feya ihsan eder. Bu sûretle açlık ve susuzluk hissetmez. Ona ibâdet ve tâat hususunda kuvvet ihsan eder vücûduna zaaf ve bitkinlik arız olmaz. şöyle bir suâl hâtıra gelebilir: «Acaba bu hadîsden zahiri mânâsı murâd edilip de Allahü teâla Hazretleri Resul-i Ekrem-ini cennet taamlarıyla cennet meşrubatından doyurup sulamamış mıdır?» Bunu söyliyenler de olmuştur. Ortada hiç bir mânide yoktur. Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Allahü teâla ındinde cennet taamlarıyla doyurulup sulanmaktan daha çok ikdamlara lâyıktır. «Bu tak-qin!msa (sallallahü aleyhi ve sellem) visal yapmamış olur.» şeklinde bir suâl vârid olmaz çünkü cennet taamları dünya taamlarına benzemez. Binâenaleyh onlar visal orucuna mâni değildir. «Yiyip içtiği halde visalinin bozulmaması Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e mahsustur. Bu babda ümmetinden hiç bir kimse ena kıyâs edilemez.» demişlerdir. (sallallahü aleyhi ve sellem)-in ümmetini visal orucundan nehiy buyurması tahrim mi yoksa tenzih mi ifâde ettiği hususunda ulemânın ihtilâfı vardır. Hadîsin zahirine bakılırsa buradaki nehiy tahrîm içindir. Ashâb-ı kirâm-dan bir cen âatın visal orucu tuttukları rivâyet olunmuştur. Meselâ Askeri-nin «Kitâbü-l-Evâil» nâm eserinde Hazret-i Abdullah b. Zübeyr-in onbeş gün Visal orucu tutardığı bildirilmektedir. b. Abdillah b. Zübeyr Ramazanın onaltı ve onyedinci gecelerinde visal yapar hiç bir şey yiyip içmemek suretiyle orucuna devam eder sonra yağ ile iftar edermiş. Kendisine neden böyle yaptığı sorulunca: «Yağ bağırsaklarımı ıslatıyor ve su cesedimden çıkıyor.» cevâbını vermiş. te-vili ihtilaflıdır. Bazıları: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabına acıdığı için visal orucunu menetmiştir. İktidarı olanları visal orucunu tutmakta beis yoktur. Çünkü böyle bir kimse yemesini içmesini ancak Allah için terkeder demişlerdir. Ahmed ile İshâk sahurdan sahura visal yapmayı mekruh saymamışlardır. Hanîfe Mâlik Şâfiî ve fukanâdan bir cemaata göre visal orucu ne suretle olursa olsun mekruhtur. Onlara göre hiç bir kimsenin visal yapması caiz değildir. (319-388): «Visal orucu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hasâisindandır. Bu oruç ümmetine yasak edilmiştir.» diyor. göre visal orucu haramdır. «El-Mühezzeb» şerhinde bu orucun kerâhet-i tahrîmiye ile mekruh olduğu kaydediliyor. (224-310) diyor ki: «Ashâb-ı kirâm-dan Bazıları ile başkalarının günlerce yemeyi terkettikleri rivâyet olunmuştur. Onlar bunu çeşitli sebeplerle yapmıştır. Bazıları visal orucuna iktidarı olduğu için visal yapmış ve iftarlığını fakirlerle muhtaçlara vermiştir. Bir takımları iftardan müstağni oldukları yahut nefisleri alıştığı için visal yapmışlardır. Nitekim Ameş-in rivâyetine göre Teymi: . Ben bazen oruç tutmadığım halde otuz gün bir şey yemeden dururum bu benini muhtaç olduğum vazifeleri görmeme" mâni olmaz demiştir. A-meş îbrâhim-i Teymi-nin iki ay bir şey yemeden yalnız hurma hoşafı içmekle iktifa ettiğini söylemiştir. da nefsini şehvetten menetmek için visal orucu tutmuşlardır. Onlar bunu efdal görmüşlerdir.»