2687-)
Bize Abdullah b. Meslemete-l-Ka-nebî rivâyet etti. ki): Bize Hişâm b. Sa-d Osman b. Hayyân Ed - Dimaşki-den o da Ümmü Derdâ-dan naklen rivâyet eyledi şunları söylemiş: ki): Vallahi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in seferlerinden birinde pek sıcak bir günde onunla beraber bulunduğumuzu hatırlarım öyle ki: İnsan sıcağın şiddetinden elini başına koyardı. O gün Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile Abdullah b. Revaha-dan başka oruç tutanımız yoktu.» hadîsi Buhârî ile Ebû Dâvud «Kitâbu-s-Savm» da tahric etmişlerdir. rivâyetinde «Ramazan» kaydı yoktur. beyanına gör mezkur kayıtda iki faide vardır. Bunlardan biri hadisle istidlalin ancak «Ramazan» kaydıyla tamam olması diğeri İbn Hazm-e cevab-ı red teşkil etmesidir. Çünkü İbn Hazim «Bu orucun nafile oruç olması ihtimali vardır. Binaenaleyh Ebû-d-Derdâ’ hadîs Ramazan orucu için haccet olamaz. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bu seferi de feth-i Mekke seferi zannedilmez. Zira mezkûr seferde Abdullah b. Revana-nin Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte olduğu anlaşılıyor. Halbuki Abdullah Mekke seferinden önce Mûte-de şehid edilmiştir.» diyor. sahibi bu seferin Bedir seferi olması ihtimalinden bahsetmiştir. Çünkü Tirmizî-nin Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) «Bedir ve Fetih harplerinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile Ramazanda-gaza ettik her iki hrabde de oruç tutmadık» demiştir. bu hususta biri «Seferde oruç tutmanın keraheti.» diğeri «Seferde oruca ruhsat hakkındaki hadîsler.» olmak üzere iki bâb tanzim etmiştir. Birinci bâbda Câbir b. Abdillah (radıyallahü anh) hadisini ikinci babda da Hamzatü-bnü Amr Eslemî hadîsini tahrîc etmiştir. ikisi de az yukarıda geçmiş İmâm Nevevî « Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in iftar etmiyenler hakkında (onlar erdir.) buyurması oruçtan zarar görenlere hamledilmiştir. Yahut caiz ..; beyân için kendilerine iftar emri verilmiş fakat onlar bu vacibe muhâlefet etmişlerdir. Her iki takdire göre de oruçtan zarar görmemek şartıyla seferde oruç tutan kimse âsi sayılmaz.» demişti. şöyle bir suâl ortaya çıkar: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) iftar emrini verdiği halde sahabeden Bazıları hattâ ashâb-ı kirâm-in en faziletlileri olan Ebû Bekir ile Ömer (radıyallahü anh) da dâhil oldukları halde bu emre muhalefet edebilmişlerdir.» Câbir hadîsinde iftar emri yoktur. Kütüb-isitte sahiplerinin tahrîc ettikleri rivâyette dahi iftar emrinden bahsedilmemiş Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) iîtar ettikten sonra ashâb-dan bâzılarının oruca devam ettikleri bildirilmiştir. Bekir ile Ömer (radıyallahü anh) hazerâtının oruçları Merru-z - Zahrân-dadır. Merrü-z- Zahrân Usfan’dan sonra gelir. O hadîsde orucun fetih seferinde tutulduğuna dair söz yoktur. hadîsin zahirinden bu seferde olduğu anlaşılırsa da Ebû Bekir ile Ömer (radıyallahü anh) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in iftarın ruhsat mânâsına anlamışlar kendilerinde oruç tutmaya iktidar görünce iftar etmemişlerdir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da başkaları onlara uymasın diye iftar etmelerini emir buyurmuştur.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Oruç
Konu: Seferde Oruç Tutmakla Tutmamak Arasında Muhayyerlik Bâbı