3119-)
Bana Amru-n-Nâkıd ile İbn Ebî Ömer ve Ahmed b. Abde hep birden İbn Uyeyne-den rivâyet ettiler. İbn Abde ki): Süfyân Amr-dan o da Atâ-dan o da İbn Abbâs tan naklen rivâyet etti. İbn Abbâs: (sallallahü aleyhi ve sellem) Beyti ancak müşriklere kuvvetini göstermek İçin ramel ve hızla tavaf etmiştir.» demiş. hadîsi Buhârî hacc bahsinin bir-iki yerinde ve «Kitâbü’l-Megâzî»de; Ebû Dâvûd ile Nesâî hacc bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. diyor ki: «İbn Abbâs’ın bu hadîsi bundan önceki rivâyetlerle nesh edilmiştir. Çünkü İbn Abbâs hadîsi Hicretin yedinci yılında Mekke fethedilmezden önce îfâ olunan kaza Ömresine aittir. O zaman müslümanlar bedenen zayıf idiler. Tavaf esnasında ramel yapmaları kuvvetli görünmek içindi. Buna iki rüknü Yemânî-den gayrı yerlerde muhtaçtılar. Çünkü müşrikler Hicr denilen yerde oturuyor rükn-ü yemânî denilen iki köşe arasında müslümanları görmüyor diğer köşeler arasında tavaf ederken görüyorlardı. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Hicretin onuncu yılında Veda haccını îfâ ettiği vakit Hacer-i Esved-ten başlıyarak yine Haceri Esved-e kadar ramel yapmışdır. Binâenaleyh bu son fi-liyle amel etmek vâcib olur.» bahsettiği nesh bir tur tavafın yarısında ramel yapıp yarısında yapmamaya aittir. Çünkü İbn Abbâs (radıyallahü anh) hadîsinde iki rüknü yemânî arasında ramel yapılmaıyacağı bildirilmektedir. Bu mes-ele İmâm Nevevî-nin dediği gibi nesh edilmiştir. Bugün tavafın ilk üç turunda Hacer-i Esved-den başlayarak yine onda bitmek suretiyle ramel yapılır. Hatîm denilen yerin içidir. Hatîm Kâbe-i Muazzama-nin altın oluk tarafındaki yarım duvarla çevrilmiş yerdir. Vaktiyle bu yer Kabe-den ma-dûd idi. Hükmen yine Kabe-nin içinden sayıldığı cihetle tavaf Hatîmin arkasından yapılır Abbâs (radıyallahü anh): «Hem doğru söylemişler hem yanlış» sözü ile Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in fi-li olduğunu doğru söylemişler fakat bunun bir sünnet-i müekkede olduğu iddiasında hatâ etmişler demek istemiştir. Çünkü ona göre ramel meselesi senelerce tekrarı matlûb olan bir iş değil küffâra kuvvetli görünmek için yalnız o seneye mahsustur. Hazret-i İbn Abbâs-in mezhebi bu ise de sahabe ve tabiîn ile onlardan sonra gelen bütün ulemâ bu hususta ona muhalefet ederek tavafın ilk üç turunda ramelin sünnet olduğunu söylemişlerdir. Bu sünneti terkeden faziletten mahrum kalır. Bununla beraber tavafı yine de sahihtir. Kurban lâzım gelmez. b. Zübeyr-e göre ramel tavafın yedi turunda da sünnetdir. Basrî Sevrî ve Mâlikiler-den Abdülmelik b. Mâcişûn-a göre tavaf esnasında rameli terk edene kurban kesmek lâzım gelir. Vaktiyle İmâm Mâlik-in dahi buna kail olduğu fakat sonra rücû ettiği söylenir. ulemâ-nin delili Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in veda haccında tavafın ilk üç turunu ramel ile yapıp geri kalan dört turunda alelade yürümesi ve sonra: fiillerini nasıl yapacağınızı benden alın» buyurmuş olmasıdır. Abbâs (radıyallahü anh) kendisine Safa ile Merve arasında vâsıtaya binerek sa-y yapmanın hükmü sorulduğu ve «Kavmin bunun sünnet olduğunu söylüyorlar» denildiği vakit yine: «Hem doğru söylemişler hem yanlış» diye cevap vermiştir. Gerçi ibarede «Ke-zebû» lâfzı kullanılmıştır. Bunun asıl mânâsı «yalan söylemişler» demek ise de bu gibi yerlerde mezkûr kelimenin hatâ mânâsında kullanıldığını kitabımızın baş taraflarında görmüştük. Hazret-i İbn Abbâs bu sözüyle: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in hayvan üzerinde sa-y yaptığını doğru söylemişler fakat bunun yürümekten efdal olduğunu söylemekte hatâ etmişler. Çünkü yürümek daha faziletlidir.» demek istemiş ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in özürden dolayı hayvana bindiğine işaret etmiştir. Ulemâ bu kavlinde İbn Abbâs (radıyallahu anh) ile beraberdir. Yani Safa ile Merve arasında vâsıtaya binerek sa-y yapmak caiz ise de sa-yi yürüyerek yapmak efdaldir. kelimesi bâzı nüshalarda şeklinde rivâye4 Mânâsı «kendilerine surat aşılmazdı» demektir. Kâdi İyâz bu rivâyetin daha doğru olduğunu söylemiştir. Medîne-i Münevvere-nin câhiliyyet devrindeki ismidir. Hadîs-i şerifin muhtelif rivâyetleri vardır. İsmâîlî-nin rivâyetinde: «Müşrikler: Size çıplak bir kavim gelecek demişler. Onların bu sözünü Allah Peygamberine bildirmiş o da ashabına hem ramel yapmalarım hem de âdi yürüyüşle yürümelerini emir buyurmuşdu» denilmiş: İbn Mâce-nin rivâyetinde: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hudeybiye-den sonraki Ömresi için Mekke-ye girmek istediği vakit ashabına: Yarın kavminiz sizi görecektir. Ama sizi zinde görmelidirler buyurmuş Mescid-i Haram-a girdikleri vakit ashâbıyla beraber Hacer-i Esved-i istilâm ederek ramelle tavaf etmişlerdir.» buyrulmuş; Taberânî-nin rivâyetinde: (sallallahü aleyhi ve sellem) ömreye niyet edince Mekkelilerin ashabı hakkında zayıflamışlar diye söz ettiklerini duymuş ve Mekke-ye vardık&ı ashabına: Haydi bakalım kollarınızı paçalarınızı sıvayın da ramelle yürüyün! Tâ ki kavminiz kuvvetli olduğunuza kaani olsun buyurmuşdur.» denilmektedir. Bir rivâyette ashabın ramel yaptığını gören Küreyş kâfirlerinin: «Bunlar ceylânlar gibi adamlarmış» dedikleri bildirilmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Hacc
Konu: Tavaf İle Ömrede Ve Haccın İlk Tavafında Ramelin Müstehab Oluşu Bâbı