Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Nefr Günü El-muhassabe İnerek Orada Namaz Kılmanın Müstehab Oluşu Bâbı

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:31    Güncellendi: 5.02.2025 19:31
3236-) Bana Züheyr b. Harb rivâyet etti. ki): Bize Şe-bâbe rivâyet etti. ki) ; Bana Verkaas Ebû-z-Zinâd-dan o da A-rac’dan. o da Ebû Hüreyre-den o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti ki Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem): Allah fütuhat verirse inşaallah Hayf (yani) müşriklerin küfr ahdü peymân ettikleri yerdir» buyurmuşlar. hadîsi Buhârî hacc hicret ve megâzî bahislerinde tahrîc etmiştir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in «İnşaallah» demesi bu bâb-daki âyet-î kerîmeye imtisâ endir. Dağ eteği mânâsına gelir. Benî Kinâne hayfından murâd El-Muhassab denilen yerdir. Vaktiyle müşrikler burada müslümanlara karşı boykota karar vermişlerdi. Tabakât ve Siyer kitaplarının beyânına gb-re Kureyş kâfirleri müslümanlara reva gördükleri bütün zulüm ve eziyetlere rağmen müslümanlığın her gün biraz daha ilerlediğini görüyor kin ve hiddetlerinden ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Habeş imparatoru Necâşî müslümanları himaye etmiş müşriklerin murahhaslarını haybet ve hüsranla geri çevirmişti. Müşrikler buna pek ziyâde hiddetlendiler ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-i öldürmeye ittifak ederek aralarında bir misaknâme yazdılar. Bu misâka göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimizin kabilesi olan Benî Hâşimle alış-veriş yapmıyacaklar onlardan kız alıp vermeyecekler Hazret-i Peygamber-i teslim etmedikçe kendilerine hiç bir nevi gıda maddesi vermiyeceklerdi. Mîsâknâmeyi Mansûr b. İkrime yazmış fakat derhal eli kurumuştu. Mîsâknâmeyi Kabe duvarına astılar. Ve Benî Hâşim-i kendilerine babalarından miras kalan Şı-b-ı Ebü Tâlip denilen vadide muhasara altına aldılar. Bu hâdise nübüvvetin derhal eli kurumuştu. Mîsâknâmeyi Kabe duvarına astılar. Ve Benî Abdü-l Muttalib bu vadide üç sene mahsur kalmışlardır. Bu müddet zarfında müslümanların pek ziyâde müşkilât çektikleri hattâ bâzan ağaç yaprakları yedikleri rivâyet olunur. İbn Sa-d mezkûr vak-ayı anlatırken.-çocukların açlıktan feryâd-ü figân ettiklerini ve seslerinin uzaklardan duyulduğunu kaydeder. Kureyş kâfirleri ise bu elenınâk manzaradan memnun kalıyorlardı. Ebû Leheb elden gelen her türlü zulüm ve şenaati icra için Kureyş-e yardım ediyordu. Nihayet zulm-ü istisâf dayanılmaz bir dereceye varınca Teâlâ hazretleri Peygamber-i zîşânma müşriklerin yazdığı ahidnâmeyi kurtlar yediğini yalnız Allah (azze ve celle)-nin zikredildiği yerlerin sağlam kaldığını vahy suretiyle bildirdi. Bir rivâyette müşrikler ahidnâmenin üzerine üç mühür vurmuşlardı. Resûlü Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz bu hâdiseyi amcası Ebû Tâlib-e haber verdi. O da Kureyş kâfirlerine giderek şunları söyledi: «Kardeşim oğlunun bana haber verdiğine göre Allahü teâlâ sizin ahidnâmenize kitap kurtları musallat etmiş bu kurtlar ahidnâmedeki zulm ve cefâyr. ait yerleri yemiş Allahü teâlâ’nın zikredildiği yerler sağlam kalmıştır. Kardeşim oğlu bana hiç bir zaman yalan söylememiştir. Eğer bunda da doğru söylüyorsa bu kötü fikrinizden vazgeçin. Yalan söylediği meydana çıkarsa onu size teslim ederim. Siz de kendisini ya öldürür yahut sağ bırakırsınız...» . «Bize karşı hakikaten insaf gösterdin!» dediler. Bir de baktılar ki hâdise tamamen Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in haber verdiği gibi imiş. Hayretler içerisinde kalarak Ebû Tâlib-e verdikleri söze pişman oldular. Bunun üzerine Ebû Tâlib: «Mes-ele anlaşılmışken biz hâlâ neden haps ediliyor; muhasarada kalıyoruz.» dedi. Kureyş-ten bâzı kimseler de Benî Hâşim-e yaptıklarından pişmanlık duydular. Mut-ım b. Adiyy Adiyy b. Kays Zem-atü-bnü Esved Ebû-l-Buhterî b. Hâşim ve Zuheyr b. Ebî Ümeyye bunlar meyânında idi. Derhal silâhlanarak Benî Hâşim-le Benî Muttalib-in bulundukları yere gittiler ve onları mahsur bulundukları yerden çıkardılar. Kureyş küffarı bunu görünce Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimizin kendilerine asîâ teslim edilmeyeceğini anlayarak bir daha sukût-u hayâle uğradılar. Benî Hâşim ile Benî Muttalib mahsur bulundukları şı-b-dan ancak nübüvvetin onuncu yılında kurtulabilmişlerdi. Bir rivâyette ahidnâmeyi Mut-ım b. Adiyy yırtmıştır. İşte bu vak-aya istinaden ulemâdan Bazıları Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in El-Muhassab-e inmesini Allah-ın lütf-u ihsanlarına karşı bir şükrân-ı nimet diye tefsîr etmişlerdir. Bu ha-dısdeki yarından murâd Zülhicce-nin onüçüncü günüdür. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu sözü bayram sabahı söylediğine göre o gün için yarın demek mecazdır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim Hacc
Konu: Nefr Günü El-muhassabe İnerek Orada Namaz Kılmanın Müstehab Oluşu Bâbı