Bizzat Gitmek İstemeyen Kimsenin Harem-i Şerife Hedy Kurbanı Göndermesinin Ve Kurbana Nişan Takarak Nişan İplerini Örmenin Müstehab Oluşu; Gönderen Kimsenin Muhrim Sayılmayacağı Ve Bununla Kendisine Bir Şey Haram Olmayacağı Bâbı
3270-)
Bize Muhammedu-bnu-l-Müsennâ rivâyet etti. ki): Bize Abdülvahhâb rivâyet etti. ki): Bize Dâvûd rivâyet etti. H. İbn Nümeyr de rivâyet etti. ki): Bize babam rivâyet etti. ki) ; Bize Zekeriyyâ rivâyet eyledi. (Dâvûd-la Zekeriyyâ-nm) ikisi birden Şa-bî-den o da Rlesrûk-dan o da Âişe-den o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen bu hadîsin mislini rivâyet etmişlerdir. hadîsi Buhârî hacc bahsinin birkaç yerinde ve «Kitâbü-l-Vekâle»de Ebû Dâvûd Nesâî ve İbn Mâce hacc bahsinde muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. b. Yahya-nın son rivâyetindeki İbn Ziyâd Müslim-in bütün nüshalarında bu şekilde rivâyet olunmuşsa da Ebû Alî Gassânî Mâzirî Kâdî îyâzve Müslim-in sahihi üzerinde söz eden bütün hadîs ulemâsı bunun yanlış olduğunu söylemişlerdir. Doğrusu Ziyâd b. Ebî Süfyân-dır. Nitekim Buhârî El-Muvatta’ ve Sünen-i Ebi Dâvûd gibi mutemet kitaplarda bu şekilde rivâyet olunmuştur. Bu zât Ziyâdu-bnü Ebîh diye maruftur. Gerçi İbn Ziyâd isminde de bir râvi varsa da Hazret-i Âişe ye yetişmemiştir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in Hazret-i Ebû Bekr-le Mekke-ye hedy göndermesi Hicretin dokuzuncu yılındadır. Kurbanı Ebû Bekr (radıyallahü anh) kesmiştir. bu hadîsi onsekiz tariktan rivâyet etmiştir. Hadîsin bütün rivâyetleri hedy göndermekle bir kimsenin ihrama girmiş sayılamı-yacağını ve ihrâmlıya haram olan şeylerin ona haram olmadığını göstermektedir. Lügatte bildirmek mânâsına gelir Şerîatte ise devenin sağ hörgücünü kan akıtacak şekilde demirle çizmektir. Bunda hayvana eziyet olup olmadığı nazar-ı itibâra alınmaz. Zira bir şeyi menetmek yalnız sâri- hasretlerinin hakkıdır. Bunu menetmek şöyle dursun bizzat Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz yapmıştır iş-ân: «Devenin hörgücünü bıçakla delmektir» diye tarif etmiş; «El-Muhkem» nâm eserde: «İş-âr devenin derisini yarmak yahut kan çıkıncaya kadar yaralamaktır» denilmişdir. İbn Karakol-a göre İş-âr devenin hörgücünü sağ tarafından genişliğine yarmak suretiyle onu nişanlamaktır. Hanefîler-den İmâm Ebû Yûsuf-la İmâm Muhammed iş-ânn kan akıncaya kadar hörgücün sol tarafından ve dibinden delmek suretiyle yapılacağını söylemişlerdir. Bir rivâyette İmâm Ahmed-in kavli de budur. göre deve hırçın değilse horgücün sol tarafı yaralanır. Hırçın ise iki deve yan yana getirilerek aralarına girilir ve birinin hörgücü sağ tarafından diğerinin sol tarafından çizilir. İmâm Mâlik dahi horgücün sol tarafı çizileceğine kail olmuştur. İşbîli «El-Muvatta-» şerhinde iş-ârın hem sağdan hem soldan yapılabileceğini söylemiştir. Hazret-i Abdullah b. Ömer İş-ân bâzan sağ bâzan da sol taraftan yapmıştır. Ekser-i ulemâya göre sağ taraftan yapmak müs-tehabdır. İmâm Şafiî ile İshâk-ın kavilleri de budur. Delilleri İbn Abbâs hadîsidir. Mezkûr hadîste ResûlüIJah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in öğle namazını Zülhuleyfe-de kıldığı sonra bir deve isteyerek onu sağ hörgücünün yüzünden yaralayarak kan akıttığı boynuna da iki nalın taktığı bildirilmektedir. İbn Habîbe göre işar horgücün uzunluğuna yapılır. Uzunluğundan murâd horgücün sivrisinden yere doğru; genişliğinden murâd da boynundan kuyruğuna doğru yarmaktır. ulemâya göre iş-âr sünnettir. Fakat İbn Ebî Şeybe-nin «Mûsannef»inde güzel isnâdlarla rivâyet ettiği haberlere göre Hazret-i Âişe ile İbn Abbâs (radıyallahü anh): «İstersen iş-âr yap istersen yapma» demişlerdir. İbn Hazm İmâmı A-zam-in ; «Ben iş-ân kerih görürüm. Bu bir ta-zîbdir» dediğini söyledikten sonra Hazret-i İmâm hakkında atıp tutarak ezcümle şunları söylemiştir: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in yaptığı bir işe ta-zîb demek oîsa olsa bir âlimin en büyük kabahatlarından biridir... İmâm-ı A-zam-ın bu kavline seleften kaail olan bilmediğimiz gibi asrında yetişen îu-kahâdan dahi Allah-ın onu taklîdle müptelâ kıldığı bâzı kimselerden başka muvafakat eden bulunduğunu bilmiyoruz.» İbn Hazme hak ettiği cevâbı Aynî vermiş ve şunları söylemiştir; «Bu bir sefâ-het ve hayâsızlıktır. Çünkü fukahânın mezheblerini bahusus Ebû Hanîfe-nin mezhebini herkesten daha iyi bilen Tahâvi Ebû Hanîfe-nin asıl ig-ârı kerih görmediğini onun sünnet olduğunu da inkâr etmediğini yalnız iş-ârın sirayeti mûcib olup hayvanı helâke sürükleyecek şekilde yapılmasını kerîh gördüğünü söylemiştir... Hazret-i İmâm bununla avam tabakasına bu kapıyı kapamak istemiştir. Çünkü câhiller bu husûsda had ve hududa riâyet etmezler. Ama bu cihete vâkıf olup da hayvanın etini kesmeden yalnız derisini çizmeyi Ebû Hanîfe kerîh görmemiştir. Hattâ Kirmanı Hazret-i İmâm’ın bunu müstahsen addettiğini söylemiş ve esah olan da budur demiştir.». İbn Hazm-in «îmam-ı A-zam-in bu kavline seleften kaail olan bilmiyoruz» sözü hakkında Aynî: «Bu söz fasittir.- Çünkü İbn Battal İbrahim Nehaî-nin dahi iş-âra kâil olmadığını söylemiştir» diyor. Hazret-i-Âişe ile İbn Abbâs (radıyallahü anh) nin hedy sahibini iş-âr yapmakla yapmamak arasında muhayyer bırakmaları da onlara göre iş-ârm sünnet veya müstehab olmadığına delildir. hikmeti: Hayvan başka sürüye karıştığı zaman kolayca seçilmek kaybolursa tanınmak çalınırsa hırsızın onu bırakması hayvanın kurbanlık olduğunu gören fakirlerin onun kesildiği yere gelmesi başkalarını bu işe teşvik ve şeâir-i islâmiyyeyi ta-zîm gibi şeylerdir. deveye mahsus olup olmadığı ihtilaflıdır. İbn Ömer (radıyallahü anh) sığırlara da iş-âr yaparmış. İbn Hazm bunu Übeyy b. Ka-b (radıyallahü anh)-dan da rivâyet etmiştir. İbn Battal ile Şa-bî-ye göre sığıra da deve gibi iş-âr yapılır ve nişan takılır. Ebû Sevr-in kavli de budur. İmâm Mâlik iş-âria nişan takmanın yalnız hörgüçlü hayvanlara yapılacağını hörgüçsüzlere ise iş-âr yapılmıyacağını söylemiştir. Said b. Cübeyr: «Hörgüçsüz hayvanlara yalnız nişan takılır iş-âr yapılmaz» demiştir. Koyuna iş-âr yapmak sünnet değildir. Çünkü koyun hem zayıf bir hayvandır hem de yapağı iş-âr yerini örter. İbn Tin: «Hörgüçlü sığır hakkında Ebû İshâk-tan başka hiç bir kimsenin hilaf zikrettiğini bilmiyorum ama bu hayvanın mevcûd olduğunu da sanmıyorum» demişdir. Hayvanın boynuna alâmet olmak üzere nalın veya deri gibi bir şey asmaktır. Bu bilittifâk sünnettir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Hacc
Konu: Bizzat Gitmek İstemeyen Kimsenin Harem-i Şerife Hedy Kurbanı Göndermesinin Ve Kurbana Nişan Takarak Nişan İplerini Örmenin Müstehab Oluşu; Gönderen Kimsenin Muhrim Sayılmayacağı Ve Bununla Kendisine Bir Şey Haram Olmayacağı Bâbı