3312-)
lîana Muhammed b. Hatim rivâyet etti. ki): Bize Abdullah b. Bekr es-Sehmî rivâyet etti. ki): Bize Hâlim b. Ebi Sağıra Ebû Kazea-dan naklen rivâyet etti ki Abdülmelik b. Mervân Beyt-i Şerifi tavaf ederken anîden şunları söylemiş: Allah İbn Zübeyrin belâsını versin. Ümmü’l-mü-minin üzerinden yalan söylüyor: Ben ona Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Yâ Âişe! Kavmin küfürden yeni kurtulmuş olmasaydı ben Beyt-i Şerifi yıkar ona Hicr-den ilâve yapardım. Çünkü kavmin binada noksanlık yapmışlardır buyurdu» derken işittim diyor. Bunun üzerine Haris b. Abdillâh b. Rebîa: Öyle deme yâ emire-l-mü-minîn! Ümmü-l-mü-mininin bunları söylediğini ben de işittim demiş. Abdû-l-Melik: Bunu Kâ-be-yi yıkmadan işitseydim onu İbn Zübeyr-in h-ınk ettiği şekilde bırakırdım demiş. hadîsi Buhârî «Hacc» bahsinin birkaç yerinde dört tarikten rivâyet ettiği gibi «Ehâdîsûl-Enbiyâ» ve «Tefsir» bahislerinde; Nesâî dahi «Hacc» «İlim» ve «Tefsir» bahislerinde muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir. Kâ-be’yi bina ederken işi kısadan tutmasından murâd mâlî kudretleri yetmediği için binayı eski temelleri üzerine kırmayıp bir kısmını binânm hâricinde bırakmalarıdır. İbn Zübeyr’in halka gösterdiği eski temel Hazret-i İbrahim (aleyhisselâm) zamanından kalmadır. beyânına göre Kâbei Muazzama beş defa yapılmıştır. İlk defa melekler tarafından ikincide Hazret-i İbrahim üçüncüde câhiliyet devrinde Kureyş tarafından dördüncüde: İbn Zübeyr beşincide Haccâc b. Yûsuf taraflarından bina edilmiştir. Bugünkü şekli Haccâc zamanından kalmadır. Bazıları Haccâc-dan sonra iki yahut üç defa yenilendiğini söylemişlerdir. Sonraları ulemâ Beyt-i Şerîf-in yıkılıp yapılmasına cevaz vermemişlerdir. Hattâ Hârûner Reşîd-in Kâbe’yi yıkarak yeniden İbn Zübeyr-in bina ettiği şekilde kurmak istediği ve bunu İmâm Mâlik-e sorduğu vakit Hazret-i İmâm’ın: aşkına yâ Emiral-Mü-minîn bu Beyti hükümdarlara oyuncak yapma. Herbiri onu bozarak yeniden yapmak ister. Bu suretle Beyt-i Şerifin heybeti insanların kalperinden gider.» dediği rivâyet olunur. Abdullah b. Ömer-in: «Eğer Âişe bu sözü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittiyse...» demesi Kâdî Iyâz-in beyânına göre Hazret-i Âişe-nin rivâyetini zayıf göstermek veyâ doğruluğunda şüpheye düşürmek için değildir. Zira Hazret-i Âişe (radıyallahü anha) belleyiş zabt ve nakil hususunda hadîsinde asla şüphe edilmeyen bir sahabîyedir. Lâkin Araplar ekseriya bir sözü böyle şüpheye düşürecek tarzda rivâyet ederler. Bu gibi sözlerden murâd yakînen inançtır. Kâbe-i Muazzama-nın garb tarafındaki yarım duvarla çevrilen yarım dâire şeklindeki yerdir. Rivâyetlerin bâzılarında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bu yerden. Kabe-ye altı arşın diğer bazılarında beş arşın bir rivâyette yedi arşına yakın bir miktar katmak istediği bildirilmektedir. İbn Sa1â1 bu bâbdaki rivâyetlerinde muzdarip olduğunu söylemiş ve: «Farz yakînen sâkit olmak için-bunların ziyâde bildireni ile amel etmek gerekir.» demiştir. diyor ki: «Ulemâmıza göre Hacer-i Esved-den sonra gelen kısımdan altı arşın mikdârındaki yer bilittifâk Kabe’den sayılır. Fazlası hakkında hilaf vardır. Bir kimse Beyt-i Şerîf-i altı arşından fazla uzaktan tavaf etse ulemâmızdan bu hususta iki kavil vardır. Birinci kavle göre bu tavaf caizdir. Delili sadedinde bulunduğumuz hadîslerin zahirleridir. Horasan-lı ulemâmızdan birçokları bu kavli tercih etmişlerdir. İkinci kavle göre Hicrin içinden veya duvarından tavaf caiz değildir. Tavaf Hicr-in dışından yapılır. Sahih olan kavil de budur. İmâm Şafiî-den nassan rivâyet edilen kavil bu olduğu gibi Irak-lı ulemâmızın cumhûru kat-iyyetle buna kâail olmuş; Ashâb-ı Kiram’ın cumhûru dahi bunu tercih etmişlerdir. Ebû Hanîfe-den maada bütün müslüman ulemâsı buna kaaildirler. Ebû Hanîfe ise (Hicrin içinden tavaf eden bir kimse Mekke-de kalırsa tavafını iade eder. Yeniden tavaf etmeden Mekke-den dönerse kurban keser ve yaptığı tavafı kendisine kâfi gelir.) demiştir. delili Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hicrin arkasından tavaf etmesinden ve (Hacc ibâdetlerinizi almalısınız) Duyurmasıdır. Müslümanlar Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanından bugüne kadar bu şekilde amel etmişlerdir. Hicr-in hepsi yahut bir kısmı Beyt-i şerîfden ma-dûd olsun tavaf mutlaka onun arkasından yapılır Nitekim Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) öyle yapmışdır.» Kâ-be-yi yıktıktan sonra İbni Zübeyr-in bir takım direkler diktirmek üzerlerini perdelerle örtmesi o günlerde namaz kılanlar onlara karşı dursun ve Kabe-nin yerini bilsinler diyedir. Bu direkler bina duvarları bir hayli yükselip herkes tarafından görülmeye başlanıncaya kadar durmuş sonra kaldırılmışlardır. «Biz İbn Zübeyr-in berbâd ettiği bir şeyde yokuz» sözünden muradı İbn Zübeyr-i ayıplamaktır.» İbn Zübeyr tarafından yapılmasına altmışdört târihinde başlanılmış altmışbeş senesinde bitirilmiştir. İbn Zübeyr üzerine gönderilen ordu Şamlılar dan müteşekkildi. Bunu Yezîd b. Muâviye gondermişdi. Ordu Harem-i Şerîf-i ifsâd etmiş pek çok kanlar dökmüş mancınıklarla taş atarak Kâbe-yi hasara uğratmış nihayet Mekke-den çekilmezden önce Yezîd-in ölüm haberi gelmiştir. Bu harbin sebebi İbn Zübeyr-in hilâfet hususunda Yezîd-e bey-at etmemesidir.