3316-)
Bana Aliyyü-bnü Aşrem rivâyet etti. ki): Bize Îsâ İbn CÜreyc-den o da İbn Şihâb-dan naklen haber verdi. ki): Bize Süleyman b. Yesâr İbn Abbâs-dan o da Fadl-dan naklen rivâyet etti ki Has-am kabilesinden bir kadın: Ya Resûlallah! Babam bir pîr-i fânidir. Üzerinde Allah-ın hacc hakkındaki farzı var. Ama kendisi devesinin sırtında doğru dürüst oturamıyor demiş. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Öyle ise onun nâmına sen haccet! buyurmuşlar. hadîsi Buhârî ile Tirmizî hacc bahsinde tahrîc etmişlerdir Tirmizî-nin: «Ben bu hadîsi Muhammed-e ya-nî Buhârî-ye sordum da: Bu bâbda en sahîh hadîs İbn Abbâs-in Fadl-dan rivâyetidir. Cevâbını verdi.» dediği rivâyet olunur. Yine Tirmizî: «îhtimâl İbn Abbâs bu hadîsi hem Fadl-dan hem de başkalarından işitmiş sonra vasıtasız rivâyet etmiştir.» demektedir. Hazret-i İbn Abbâs-ın vasıtasız rivâyeti bundan önceki rivâyettir. Mâmâ-fih sual soran kadının Cemre-i Akabe-de şeytan taşladıktan sonra sormuş olması ve İbn Abbâs (radıyallahü anh)’in orada bulunmuş olması da ihtimâlden uzak değildir. Bu takdirde İbn Abbâs (radıyallahü anh) hadîsi bazan kardeşi Fadl’dan naklen bâzan da bizzat müşahedesine istinaden rivâyet etmiş olur. Nitekim Tirmizî îmanı Ahmed oğlu Abdullah ve Taberî-nin rivâyet ettikleri Hazret-i Ali hadîsi kadının suâli şeytan taşladıktan sonra kurban kesilen yerde sorduğunu ve Abbâs’ın orada bulunduğunu bildirmektedir ki bu da aynı ihtimâli te-yîd eder. Abdullah b. Ahmed-in rivâyetinde şöyle deniliyor: «Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in yanına Has-am kabilesinden genç bir kadın gelerek: Babam bir pîr-i fânîdi»-. Kendisine Allah-ın hacc farizası yetişmiştir. Onun nâmına ben haccetsem kâfi gelir mi? diye sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Baban nâmına haccet! buyurdu ve Fadl-ı» boynunu büktü. Bunun üzerine Abbâs: Ya Resûlallah! Amcanoğlunun boynunu (neye) büktün? dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Genç bir erkekle genç bir kadını (n karşı karşıya geldiklerini) gördüm de onlar nâmına şeytandan emîn olamadım buyurdular.» gösteriyor ki Hazret-i Abbâs suâl esnasında orada imiş. Binâenaleyh oğlu Abdullah-in da orada bulunmasına bir mâni yoktur.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Hacc
Konu: Kötürümlük İhtiyarlık Ve Benzerleri Yahut Ölüm Sebebiyle Âciz Kalan Bir Kimse Namına Hacc Etme Bâbı