3356-)
Bu hadîsi bize Saîd b. Mansûr ile Ebû Bekr b. Ebî Şeybe Amru-n-Nâkıd ve Züheyr b. Harb da rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Süfyân b. Uyeyne rivâyet etti. H. Muhammed b. Abdilmelik El-Emevî dahi rivâyet etti. ki): Bize Abdülâziz b. Muhtar Süheyl-den rivâyet etti. H İbn Nümeyr de rivâyet etti. ki): Bize babam rivâyet etti ki): Bize Ubeydullah rivâyet etti. H rivâyette selâm vermek yerine «Güzel söz söylemekdir» denilmiştir. başka karşılığı yoktur» cümlesinden murâd: Bu suretle hacc edene mükâfatının asla noksan verilmiyeceğini günahları affedilerek mutlaka Cennet-e gireceğini beyândır. ömrenin sevabı hakkında birçok hadîsler vârid olmuştur. Tirmizî-nin rivâyet ettiği Abdullah b. Mesûd hadîsi ile İbn Mâce-nin rivâyet ettiği Ömer hadîsi İmâm Ahmed-îe Nesâî-nin rivâyet ettikleri Abdullah b. Nubeyş hadîsi ve Haris b. Ebî Üsâme-nin rivâyet ettiği Ümmü Seleme hadîsi Bâbımızda bundan sonra görülecek Ebû Hüreyre hadîsi bunlar meyânındadır. ulemâ-ya göre Ömreyi bir sene içinde tekrar tekrar yapmak müstehabdir. İmâm Mâlik ile ekseri Malikiyye ulemâsına göre bir senede birden fazla ömre yapmak mekruhtur. Kâdî Iyâz ile diğer bazı ulemâ bir ayda bir ömreden fazla yapılamıyacağına kaail olmuşlardır. Hanîfe-ye göre ömre senenin yalnız beş gününde yani arefe. bayram ve teşrik günlerinde mekruhtur. İmâm Ebû Yusuf dört günde yani arefe ile teşrik günlerinde mekruh olduğunu söylemiştir. Şâir günlerde ömre yapılabilir. beyânına göre Şâfiîlerle Mâlikîler Hanbelîler ve cumhûr-u ulemâ arefe bayram ve teşrik günlerinde dahi ömre yapmanın mekruh olmadığını söylemişlerdir. Onlara göre ömre yalnız hacc esnasında yapılamaz. Hacc bittikten sonra senenin her gününde Ömre yapmak caizdir. vâcib olup olmadığında dahi ihtilâf vardır. Şâfiîler--le cumhûr_u ulemâ-ya göre vâcibdir. Bu kavil Ömer İbn Ömer ve İbn Abbâs (radıyallahü anh) hazerâtı ile tabiînden Tâvûs Atâ’ Saîd b. El-Müseyyeb Saîd b. Cübeyr; Bize Ebû Küreyb dahi rivâyet etti. ki): Bize Vekî- rivâyet eyledi. H. Muhammedü-bnü-l-Müsennâ da rivâyet etti. ki): Bize durrahman rivâyet eti. Bunlar toptan SÜfyân-dan ve bütün râviler Sümeyy-den o da Ebû Salih-ten o da Ebû Hüreyre-den o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen Mâlik hadîsi gibi rivâyette bulunmuşlardır. hadîsi Buhârî Tirmizî ve Nesâî «Kitâbü-l-Ömre»de tahrîc etmişlerdir. ikinci bir ömreye kadar yapılan günahlara keffâret olması küçük günahlar hakkındadır. Nitekim Cum-a-nın ikinci Cum-a-ya kadar işlenen günahlara keffâret olması da bu kabildendir. Hadîsin zahirine bakılırsa günahlara keffâret olan ömre birinci ömredir. Çünkü kendisinden haber verilen ömre odur. Fakat mânâya nazaran günahlara keffâret olan. ömre ikincisidir. Zira günahlar iki ömre arasında işlenecektir. Birinci ömrenin keffâret olması günahların işlenmeden affını iktizâ edeceği için zahirin hilâfına görülmektedir. Mebrûr-dan murâd ne olduğu ihtilaflıdır. Ulemâdan bâzılarına göre içersine günah karışmayan haccdır. Bazıları makbul hacc bir takımları da içersine riya fisk-u fücur karışmayan hacc demek olduğunu söylemişlerdir. Ardından günah işlenmeyen haccdır diyenler de vardır. Muhammed b. Münkedir-in Hazret-i Câbir-den rivâyet ettiği bir hadisde Hacc-ı Mebrûr bu kavillerin hiçbirine uymayan bambaşka bir şekilde tefsir olunmuştur. Mezkûr hadîsde şöyle denilmektedir: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Hacc-ı Mebrûr-un Cennet-ten başka karşılığı yoktur buyurdu. Kendisine: Ya Resûlallah! Haccın Mebrûr-u nasıl olur? diyenler oldu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Herkese selâm vermek ve yemek yedirmektir buyurdular.» Basrî Mesrûk İbn Şîrîn Şa-bî Ebû Bürdele-bni Ebî Mûsâ Abdullah b. Şeddâd Sevrî İmâm Ahmed İshâk Ebû Ubeyd ve Dâvûdu Zahiri-den de rivâyet olunmuştur. Hanîfe İmâm Mâlik Ebû -Sevr ve İbrahim Nehai ömrenin sünnet olduğuna kaaildirler.