3420-)
Bize Amru-n-Nâkid ile İbm Ebî Ömer rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Süfyân rivâyet etti. H. İbn-l-Müsemaâ dahi rivâyet etti. ki): Bize Abdu-l-Vahhâb rîvâyet etti. Bunlar hep bîrden Yahya b. Said-den bu isnâdla rivâyette bulunmuş ve: «Körüğün pası atması gibi» demiş demiri aikretme-mişlerdir. hadîsi Buhârî «Hace» bahsinde; Nesâî «H?or» ile «Tefsir» bahislerinde tahrîc etmişlerdir. şerîf Mekke-de İken vârid olmuşsa «Medîne-ye hicrete me-mûr oldum» mânâsına gelir. Medine-de iken söyîenmişse «Medîne-de ikâmete me-mûr oldum» demektir. şâir beldeleri yemesinden murâd kinaye tankıyla Medîneliler-ino beldelere galebe çalmasıdır. Çünkü bir şeyi yiyen ona galebe çalar. beyânına göre: Buradaki yemeden murâd Medîne-nin İslâm ordularına merkez olmasıdır. Şâir memleketler oradan fethedilmiş malları da ganimet olarak alınmıştır. Yahut bu cümleden murâd Medîneliler-in fethettikleri yerlerin zahire ve ganimetlerini yemeleridir. İbn Vehb İmâm Mâlik-e bu cümlenin mânâsım sormuş Hazret-i İmâm bunu bagka beldeleri fethetmek mânâsına geldiğini söylemiştir. Yesrib diyenler bâzı münafıklardı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona lâyık olan ismin Medine olduğunu bildirmiştir. Bu sebeple ulemâdan Bazıları Medîne-ye Yesrib demeyi kerîh görmüşlerdir. Gerçi Kur-ân-ı Kerîm-de de Medîne için Yesrib denilmişse de onlara göre bu gayr-i müslim-lerin sözünü nakilden ibarettir. İmâm Ahmed-in tahrîc ettiği Berâ- b. Âzib hadîsinde: kim Medine-ye Yesrîb derse hemen Allah-a istiğfar etsin...» buyrulmuştur. Bundan dolayıdır ki Mâlikîler-den İsâ b. Dinâr: «Medine-ye Yesrib diyenin günahı yazılır» demiştir. Ulemâ bu kerahetin sebebini şöyle îzah ederler: Yesrib tesrîb-den alınmadır. Başa kakmak azarlamak ve zemmetmek mânalarına gelir. kelimenin fesâd mânâsına gelen «serb»den alınmış olması da muhtemeldir. Bunların ikisi de mânâ itibarıyla çirkindir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) güzel ismi sever; çirkininden hoşlanmazdı. demirin küf ve pasını nasıl atarsa Medine-nin de kötü insanları öyle atması Ebû Ömer İbn Abdilberr-e göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimizin zamanına mahsûstu Onun vefatından sonra birçok âlim. fâzıl ve sâlih zevat Medine’den çıkmışlardır. Kâdi Iyâz dahi buna kaaildir. Fakat Nevevî bu kavli zahir bulmamaktadır. Çünkü hadîsin birinci rivâyetinde Medine-nin kıyâmete kadar kötüleri atmaya devam edeceği bildirilmektedir. Ona göre bu iş Deceâl zamanında olacağa benzemektedir. kalplerinde kötülük olanlar Medine-de oturamazlar. Böy-lelenni Medine-i Münevvere dışarı atar. (- 83) diyor ki: «Bu hadîs Medine-nin fazileti Mekke-den çoktur diyenlere delildir. Zira Mekke ile şâir beldelerin müslümanlar tarafından fethine o sebep olmuştur." İmâm Malik’le Medineliler-in mezhebleri de budur. Bu kavil İmâm Ahmed-den de rivâyet olunmuştur. A-zam la İmâm Şafiî. Mekke-nin Medîne-den daha faziletli olduğuna kaaildirler. Zahirîler-den İbn Hazm-in beyânına göre ashâb-ı kirâmdan Câbir Ebû Hüreyre İbn Ömer Abdullah b. Zübeyr ve Ubey dullab b. Adiyy (radıyallahü anh) hazerâtı Mekke-nin Medine-den daha faziletli olduğunu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimizden son derece sahîh senetlerle kafi suretle rivâyet etmişlerdir. Bütün sahâbe-i kirâm ile cumhûr-u ulemâ-nin kavilleri de budur. İmâm Mâlik ile onun mezhebinde olanlar Medine-nin daha faziletli olduğuna Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-in Medine hakkındaki duâsmı bildiren sahîh hadîslerle istidlal etmişlerse de İbn Hazm bu hadislerde onlara delil olacak cihet olmadığını söylemekte ve:«Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-in vefatından sonra Muâz Ebû Ubeyde İbn Mes-ûdi ve daha birçok ashâb-ı kirâm ile daha sonra Ali Talha Zübeyr Ammâr (radıyallahü anh) Knzeratı ve başkalar i; Medine-den çıkmışlardır. Halbuki bu zevat en iyi insanlardandır. Bu. da gösterir ki bu hadîsten murâd. zaman zaman bâzı insanların Medîne-den atılmasıdır.» demektedir.