3421-)
Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Mâlik-e Muhammed b. Münkedirden dinlediğim onun da Câbir b. Abdillâh-tan naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum: Bir bedevi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e beyât etti müteakiben bedeviye Medine-de şiddetli bir sıtma arız oldu. Bu sebeple Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek: Yâ Muhammed! Benim bey-atımı kaldır! dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu kabul etmedi. Sonra tekrar gelerek: Benim bey-atımı kaldır! dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yine kabul etmedi. Bilâhare bedevi yine gelerek: Benim bey-atımı kaldır! dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yine kaldırmadı. Bunun üzerine bedevi çıkıp gitti. Arkasından Resûlüllah ancak bir körük gibidir. Kötüsünü atar iyisinin hâlisi kalır.» buyurdular. hadîsi Buhârî «Hacc» «Ahkâm» ve «İ-tisâm» bahislerinde; Tirmizî «Menâkib»da Nesâî «Hacc» «Bey-at» ve «Siyer»de muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. Bedevi üç defa beyatmın. kaldırılmasını istediği halde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kaldırmaması beyat bütün müslümanlara farz olduğu içindir. Onun bu isteğini yerine getirmek masiyet işlemesine yardım sayılır. beyânına göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e gelen bedevî Gayb b. Ebî Hâzini-dir Bazıları bu Gays’ın tabiinden meşhur bir zat olduğunu ve Medîne-ye hicret ettiğinde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-i dünyadan gitmiş bulduğunu soyliyerek bu meseleyi müşkil addetmişlerse de Ebû Mûsa- nın beyânına göre Ashâb-ı kirâm içinde Gays b. Ebî Hâzim isminde bir zat vardır. murâd müslüman olduğuna dair verilen ahdü peyman ve muahededir. Bedevî bu muahedeyi kaldırarak vatanına dönmek istemiştir. Iyâz; «Bedevi-nin bey-atı muhtemelen fetihten ve Medîneye hicretin farziyyeti kaldırıldıktan sonradır. O yalnız İslâmiyet için bey-at etmiş sonra bu bey-atın -kaldırılmasını-istemiş fakat Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buna razı olmamıştır.» diyor. İbn Battâl-a göre bedevi1 bu sözüyle" İslâmiyetten irtidâd kasd1 etmemiştir.. Buna delil yaptığı ahdi ancak Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in muvafakatiyle- bozmak istemesidir. Eğer Medine-den mürted olarak çıkmak isteseydi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) o anda kendisini Öldürürdü. Halbuki bedevi sıtmaya yakalandığı için kendini mazur görerek Medine-den ayrılmak istemişti. Bu ise irtidâd değil masiyettir. İhtimal bedevi hicretin kendine farz olduğunu da bilmezdi. şöyle bir sual hatıra gelebilir: Medine-de münafıklar da vardı. Bunlar orada yaşamış ve orada Ölmüş; Medine kendilerini dışarı atmamıştır? suâlin cevâbı şudur: Medine münafıkların asli yurtları idi. Münafıklar oraya İslâmiyet sebebi ile veya İslâm-ı sevdikleri-için başka yerlerden gelmiş değillerdi: Orada doğmuş orada büyümüşlerdi. Hadîs-i şeriften mûrad- ise yerli Halk değil İslâmiyet namına- oraya hicret edip sonradan kalblerine fesat girenlerdir. hadîs-i şeriften murad imanı halis olmayanların Medine-de duramayıp oradan çıkmaları nalis imanlıların orada kalmalarıdır.