Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Azlin Hükmü Bâbı

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:31    Güncellendi: 5.02.2025 19:31
3634-) Bana Ebû Gassân el-Mismaî rivâyet etti. ki): Bize Muâz yani İbn Hişâm rivâyet etti. ki): Bana babam Ebû-z-Zübeyr-den o da Câbir-den naklen rivâyette bulundu. Câbir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında azil yapardık. Derken Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu duydu; ama bizi neh-yetmedi.» Saîd hadîsini Buhârî: «Alış veriş» «Nikâh» «Kader» «Meğâzî» «Itk» ve «Tevhîd» bahislerinde muhtelif râvilerden tah-rîc ettiği gibi Ebû Dâvûd: «Nikâh»da; Nesâî: «Itk» «Iş-retü-n-Nisâ» ve «Nu-ût» bahislerinde rivâyet etmişlerdir. Ebî Şeybe-nin Hazret-i Ebû Saîd-i Hudrî’den rivâyet ettiği bir hadîsde şöyle deniliyor: Mustalik esirlerini alınca kadınlardan istimtâ- ettik; ve azil yaptık. Sonra ben Benî Kaynukaa- pazarına bir câriye çıkardım. Az sonra Yahûdilerden bir adam geçti; ve: Bu câriye ne yâ Ebâ Saîrî? dedi. Benim bir câriyemdir; onu satıyorum; dedim. Yahûdi: Onunla cinsî münâsebette bulunuyor muydun? diye sordu. Evet dedim. Yahûdi: İhtimal sen onu karnında kuzu kadar çocuk olduğu halde satıyorsun dedi Ben ondan azil yapardım; cevâbını verdi. Yahûdi: İşte bu küçük mevüde (yani kızı diri diriye mezara gömme) dir; dedi. Bunun üzerine ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek bu meseleyi anlattım da: yalan söylemişler; Yahûdiler yalan söylemişler.. » buyurdu.» Câbir hadîsini Buhârî. Ebû Dâvûd Tirmizî ve Nesâî «Nikâh» bahsinde muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir. Tirmizî-nin rivâyetinde Hazret-i Câbir şöyle demektedir: Resûlallah! Biz azil yapıyorduk. Yahûdiler bunun küçük mev-û-de olduğunu söylediler; dedik. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Yahûdiler yalan söylemişler. Şüphesiz ki Allah onu halk etmek isterse insan mânir olamaz; buyurdular.» kelime ve cümlelerin îzâhı: Çocuk olmasın diye münasebet-i cinsiyye esnasında erkeğin menisini dışarı çıkarmasıdır. Benî Mustalik-dir. Nitekim Benî Anber-e de Bel Anber derler. Benî Mustalik gazası hicretin altıncı veya beşinci yılında yapılmıştır. Dördüncü yılında olduğunu söyleyenler de vardır. Buna Müreysî- gazası da denilir. Kâdî Iyâz. hadîs ulemasının: «Bu rivâyet hâdisenin Evtâs gazasında geçtiğini bildiren Mûsâ b. Ukbe rivâyetinden daha makbuldür.» dediklerini söyler. Bu gazada Benî Mustalik kabilesinden yedi yüzden fazla esîr alındığı rivâyet olunur. Hazret-i Cüveyriye bintil -Haris de bunlar meyanında imiş. Sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onu âzâd ederek kendisi ile evlenmiştir. Esirlerin ehl-i kitâb olmadıkları ihtilaflıdır. uzuri sürdü de fidyeye razı olduk» cümlesinden murâd: Cinsî münasebete ihtiyacımız çoğaldı. Aldığımız cariyelerin gebe kalmalarından da korkuyorduk; zira gebe kalırlarsa üramü veled olacaklarından satmamız; ve onlara mukaabil fidye almamız mümkün olamazdı demektir. mânâsı bâzılarına göre: «Azli terk etmekde size bir zarar yoktur. Çünkü Allah yaratmasını takdir buyurduğu her nefsi mutlaka yaratacaktır. Sizin azil yapıp yapmamanız bu hususta müsavidir.» demektir. Bu mânâya göre azil yapmakta bir beis yoktur. Bir takım ulemâ: «Bu cümleden murâd. azli yasak etmektir.» demişlerdir. Bu takdirde cümlenin mânâsı: «Hayır bunu yapmamalısınız » demek olur. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in: bunu hakîkaten yapıyor musunuz?» diye sorması İbn Hacer-e göre o ana kadar ashabının bunu yaptıklarını bilmediğini gösterir. Allah-ın kulu ve resulüyüm.» cümlesinden murâd: Benim sözlerim baktır; onlara ftimâd ederek inanın zîra söylediklerim güneş gibi zuhur edecektir; demektir. meselesi hakkında birbirine muhalif hadisler rivâyet olunmuştur. Hazret-i Âişe-den rivâyet olunan bir hadisde ; «Sonra kendisine azli sordular. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): O gizli ve-ddir; buyurdu denilmektedir. Halbuki aynı şeyi söyleyen Yahûdiler hakkında: yalan söylemişler;» buyurduğunu az yukarıda görmüştük. Birbirlerine muhalif görülen bu rivâyetlerin arasım bulmak İçin iki ihtimâl üzerinde durulmaktadır. ihtimâle göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in Yahûdiler hakkında: «Yalan söylemişler.» buyurması azlin hakîkaten Yahûdilerin dediği gibi küçük ve-d hükmünde olduğunu henüz bilmediği zamana tesadüf etmiştir. Nitekim kabir azabı meselesinde de Öyle olmuştu. Yahûdiler Ölünün kabirde azâb gördüğünü söyledikleri vakit Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onları tekzîb etmiş; sonra Allahü teâlâ kabir azabının hak olduğunu bildirince bunu tasdik buyurmuş; ve ondan Allah-a sığınmıştı. ihtimale göre Hazret-i Âişe hadisi diğer hadîslerle neshedilmistir Tahâvi-nin kanaati budur.

Kaynak: Sahîh-i Müslim Ebvâbu Sucûdi-l-kur-ân
Konu: Azlin Hükmü Bâbı