3662-)
Bana bu hadîsi Abdülmelik b. Şuayb b. Leys de rivâyet etti. ki): Bana babam dedemden rivâyet etti. ki): Bana Ukayl b. Hâlid rivâyet eyledi. H. Abd b. Humeyd de rivâyet etti. ki): Bana Ya-kub b. İbrâhîm ez-Zührî haber verdi. ki): Bize Muhammed b. Abdillâh b. Müslim rivâyet eyledi. Bu râvilerin ikisi de Zührî-den İbn Ebî Habîb-in isnadı ile onun hadisi gibi rivâyette bulunmuşlar; fakat Yezîd b. Ebî Habib-den maada hiç biri hadîsinde Azze-yi adlandırmamıştir. hadîsi Buhârî «Nikâh» ve «Nafakaat» bahislerinde; Nesâî ile İbn Mâce de «Nikâh»da muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir. (sallallahü aleyhi ve sellem)-in: bunu diler misin?» diye sorması teaccübündendir. Çünkü kadınlar tabîatleri iktizası kıskanç olurlar. hayırda kız kardeşimin ortak olmasını dilerim» cümlesinden murâd: Seninle sohbet ve senden dünya ve âhiret hayırları Bâbında istifâde hususunda bana kız kardeşimin ortak olmasını dilerim demektir. Ümmü Habîbe-nin bu sözüne karşı Resûlü Ekrem bana helâl olmaz.» mukaabelesinde bulunmuştur. Zira iki kız kardeşi bir nikâh altında toplamak dînen haramdır. Herhalde Ümmü Habîbe (radıyallahü anh) o zaman henüz bu hükmü duymamış; yahut bu işi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimize mahsus olmak üzere caiz zannetmiştir. Üvey kız; kadının başka kocasından olan kızı demektir. «Terbiyem altında bulunan» ta-bîri bir kayd-i ihtirazı" değil kayd-ı va kûîdir; yoksa babalığının terbiyesi altında bulunsun bulunmasın üvey kız mutlak surette babalığına haramdır. Bu husûsda yalnız Davûd-u Zahiri muhaliftir. Ona göre bir kimsenin üvey kızı yanında bulunursa onunla evlenmesi haram yanında değilse caizdir. benim terbiyem altında bulunan üvey kızım bile olmasa bana yine helâl değildir...» ifâdesinin mânâsı; O bana iki sebeple haramdır; bunlardan biri üvey kızım olması diğeri süt kardeşimin kızı bulunmasıdır. Binâenaleyh bu sebeplerden biri bulunmasa diğeri ile bana yine haram olur; demektir. Zira hüküm muhtelif sebeplerle sabit olur. ki ümmehat-ı mü-minînden Hazret-i Ümmü Habîbe binti Ebî Süfyân kız kardeşi Azze-yi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimize nikahlamak istemiştir. İki kız kardeşin bir nikâh altında toplanamayacağı kendisine bildirilince: «Ama ben senin Dürre binti Ebî Seleme-yi istemekte olduğunu haber aldım.» diye mukaabele etmiştir. Hazret-i Ümmü Habîbe bu sözü ile: «iki kız kardeşin bir nikâh altında toplanması caiz değil de anne ile kızının bir araya gelmesi nasıl helâl oluyor?» demek istemiştir. söylentiye göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kendisiyle evlenmek istediği Dürre binti Ebî Seleme ümmehât-ı mü-mininden Hazret-i Ümmü Seleme (radıyallahü anh)’nın kızı idi. Bu itibarla Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in üvey kızı oluyordu. Diğer taraftan Dürre-nin babası Ebû Seleme Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-in süt kardeşi idi. Her ikisini Ebû Leheb-in âzâdh cariyesi Süveybe emzirmişti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimizin Hazret-i Halîmetü-s-Sa-diyye-den süt emmesi bundan sonradır. Ümmü Seleme (radıyallahü anh) vaktiyle Hazret-i Ebû Seleme-nin karısı olup sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile evlenmişti. Ancak kızı ile evlenmek istediği söylentisinin aslı yoktu. Resûlü Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Ümmü Seleme-nin kızı ile iki sebepten evlenemiyeceğini beyândan sonra: bana kızlarınızı ve kız kardeşlerinizi arzetmeyin!» cümlesiyle Ümmü Habîbe-nin kız kardeşi ile Ümmü Seleme (radıyallahü anha)-nin kızma işaret buyurmuştur.