Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Karısını Kendine Haram Edip De Boşamayı Niyet Etmeyan Kimseye Keffaret Vacib Olması Bâbı

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:31    Güncellendi: 5.02.2025 19:31
3753-) Ebû İshâk İbrahim dedi ki: Bize Hasan b. Bişr b. Kâsım rivâyet etti. ki) ; Bize Ebû Üsâme tamamen bu isnadla rivâyette bulundu. Bana bu hadîsi Süveyd b. Saîd de rivâyet etti. ki): Bize Alî b. Müshir Hişam b. Urve-den bu isnadla bunun benzerini rivâyet-eyledi. iki hadîsi Buhârî «Talâk» bahsinde tahrîc ettiği gibi birinci rivâyeti Sûrt:-i Tahrim-in tefsiri ile «Eymân ve Nüzûr» de; aynı rivâyeti Ebû Dâvûd «Eşrihe» bahsinde; Nesâî «Eymân ve Nüzûr» «Işretü-n-Nisâ-» «Talâk» ve «Tefsir» bahislerinde muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. Muğfûrun cem-idir. Muğfûr urfut denilen geniş yapraklı ve dikenli bir nebâtdan çıkan fena kokulu yapışkan ve tatlı bir maddedir. Kirmanı: «Meğâfîr bir ağaçtan çıkarılan bir nevi- zamktır; su ile karıştırılarak içilir; fena bir kokusu vardır.» diyor. hadîsi okuyunca hâtıra şöyle bir suâl geliyor: Acaba Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e ezâ veren bir hileye ümmehat-ı mü-minîn Hazret-i Âişe ile Hafsa (radıyallahü anha) nasıl buyurmuşlardır? Bu caiz midir? Bunu Hazret-i Âişe tertîb etmişti; fakat o zaman henüz yaşı küçük idi. Bir de bumu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimize eziyyet maksadiyle değil kadınlar arasında daima görülegelen kıskançlık saikasiyle yapmıştır. Nitekim hadîsin Buhârî-deki bir rivâyetinde Âişe (radıyallahü anha): kıskandım da Hafsa’nın yanında neden fazla kaldığını sordum.» demektedir. ki birinci rivâyette Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Zeyneb (radıyallahü anh)-nin evinde ikinci rivâyette ise Hazret-i Hafsa binti Ömer-in yanında fazlaca kaldığı bildiriliyor. Hattâ Abd b. Humeyd-in tefsirinde Hazret-i Sevde-nin yanında kaldığı zikredilmiş: «Sevde-nin akrabası vardı. Ona Yemen-den bal hediyye etmişlerdi.» denilmiştir. Bu hal karşısında ulemâdan Bazıları Hazret-i Zeyneb-in yanında fazlaca kaldığını tercih etmiş ve: «Hazret-i Âişe-nin beyânına göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zevceleri iki grup olup birincide Âişe. Sevde Hafsa ve Safiyye; ikincide Zeyneb Ümmü Seleme ve diğerleri bulunuyordu.» demişlerdir. bir takım ulemâ ise vak-anm müteaddit olduğuna kaildirler. Zîra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in aynı sebeple bir defa Hazret-i Zeyneb-in beş defa da Hazret-i Hafsa-nin yanında biraz gecikmesi imkânsız değildir. hediyye eden kadının ismi malûm değildir. İbn Abbâs (radıyallahü anh)’ın rivâyetinde balın Tâif-den gönderildiği zikredilmiştir. rivâyetinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Hafsa-ya cevaben: Meğâfîr yemedim; lâkin Zeyneb binti Cahş-ın yanında bal şerbeti içmiştim. Artık yemin ettim; bir daha bunu yapmayacağım; sen bunu kimseye söyleme!» buyurmuşlardır. Hazret-i Fahr-i Kâinat (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz bu suretle zevcelerini razı etmek istemişti. Bunun üzerine: Peygamber! Allah-ın sana helâl kıldığı bir şeyi niçîn kendine haram ediyorsun?» âyet-i kerîmesi nâzil olmuştur. Gerçi ulema bu hususta İhtilâf etmiş; Bazıları bu âyetin Mâriye-i Kıbtıyye hakkında indirildiğini söylemişlerse de sahih olan kavle göre âyet bu hadîste zikredilen bal meselesi hakkında nâzil olmuştur. «Mâriye kıssası hakkındaki rivâyet sahîh değildir.» diyor. İmâm Nesâî ise: «Bal hakkındaki Âişe hadîsi son derece sahihtir.» demiştir. Şu halde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zevcelerinden birine tev-dî- ettiği sır Mâriye hakkında değil bal meselesi hususundadır. Maa-mafîh mesele yine de ihtilaflıdır. ikinci rivâyetinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ikindi namazından sonra zevcelerin yanlarına girerek her birine yakınlık gösterirdiği bildiriliyor. Rivâyetlerin ekserisi bu şekilde ise de Hammâd b. Seleme rivâyetinde ikindi yerine (sabah) denilmiştir. Yezîd b. Rûmân’ın Hazret-i İbn Abbâs-dan rivâyet ettiği bir hadîs dahî bunu te-yîd ediyor. Zîrâ o hadisde de: (sallallahü aleyhi ve sellem) sabah namazını kıldığı vakit namazgahında oturur; cemaat dahi güneş doğuncaya kadar otururlardı. Sonra birer birer zevcelerinin yanına girer; onlara selâm verir ve kendilerine dua ederdi...» denilmektedir. iki rivâyetin arası şöyle bulunur: Hazret-i Âişe rivâyeti mahfuzdur. Hammâd rivâyeti ise şâzzdır. Sahih olduğunu teslîm etsek bile Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ln sabah namazından sonraki ziyareti mücerred selam vermek ve duada bulunmak için ikindiden sonraki ziyareti ise "konuşup muhabbette bulunmak maksadiyîe olurdu şeklinde aralan bulunabilir; yahud: bâzan günün evvelinde bâzan da sonunda ziyaret ederdi denilir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in burada zevcelerine yaklaşmasından murâd cima- değildir. Âişe-nin Sevde (radıyallahü anh)-ya. «Sus!» demesi hilesi meydana çıkacağından çekindiği içindir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim Boşama
Konu: Karısını Kendine Haram Edip De Boşamayı Niyet Etmeyan Kimseye Keffaret Vacib Olması Bâbı