3818-)
Bize Muhammed b. Râfi- rivâyet etti. ki): Bize Ab-dürrezzak rivâyet etti. ki): Bize İbn Cüreyc haber verdi. ki) Bana İbn Şihâb liân yapanları ve onlar hakkındaki âdeti Benî Sâi-de kabilesinden Sehl b. Sa-d hadîsinden naklen haber verdi. (Şöyle ki): bir zât Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-e gelerek: Yâ Resûlallah ne buyurursun bir adam karısının yanında birini bulursa; demiş. hadisi kıssası ile anlatmış; şunu da ziyâde etmiştir: «Bunu üzerine mescidde liân yaptılar; ben de orada İdim.» Yine hadiste «Müteakiben onu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) emretmeden üç defâ boşadı: ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-in yanında ondan ayrıldı. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): her liân yapanlar arasında ayırma budur.» buyurdular ifâdes vardır. hadîsi Buhârî «Talâk» «Tefsir» «İ-tisâm». «Ahkâm» ve «Muharibin» bahislerinde; Ebû Dâvûd Nesai ve İbn Mâce «Talâk» bahsinde muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in soı-ulan suâlden hoşlanmama sı henüz vuku- bulmayan bir şeye dair olduğu içindir. Bir de bu suâ müslümanlar aleyhine ifşaatta bulunmayı bu suretle Yahûdilerle münâ fıkları müslümanlann ırzlarına dil uzatmağa musallat kılmayı lezammur ediyordu. ki Hazret-i Uveymir karısını zina halinde yakaladığını iddia etmiş: iddiasını şâhidle isbât edememiş; bu vaziyete düşen bir adamın ne yapması lâzım geldiğini sormuştur. Fakat o zamana kadar böyle bir şey vâki- olmadığ: için Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu acâib sulâden hoşlanmamıştır. Az sonra bu mesele hakkında liân âyeti inmiş; böyle bir iddia karşısında karı kocanın hâkim huzurunda yemin vererek şebâdette bulunmak suretiyle lânetleşmeleri gerektiği bildirilmiştir. Uveymir (radıyallahü anh) meseleyi bizzat sorduğu zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu kendisine bildirmiş; liân için karısını getirmesini emir buyurmuştur. Bir rivâyette Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Uveymirin karısını kasdederek: bir kimseyi recmetseydim bu kadını recmederdim.» demiştir. rivâyetinde burada: (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara Allah-ın kitabında beyân ettiği şekilde lânetleşmeyi emir buyurdu. Onlar da lânetleştiler.» denilmiştir. Lânetleşmenin sureti aynen âyet-i kerîme-de beyân buyurulduğu gibidir. Yani: Hâkim huzurunda evvelâ erkek söze başlayarak kadına dört defa: «Allah-a şehâdet ederim ki sana isnâd ettiğim zina sözünde ben hakîkaten doğru söyleyenlerdenim.» der. Beşinci defada: «Sana isnâd ettiğim zina sözünde yalancılardandım Allah-ın laneti üzerime olsun!» cümlesini söyler. Sıra kadına gelince: O da kocası hakkında dört defa: «Allah-a şehâdet ederim ki bu adam bana isnâd ettiği zina süzünde hakîkaten yalancılardandır.» der. Beşincide: «Eğer bu adam bana isnâd ettiği zina sözünde doğru söyleyenlerdense Allah-ın gazabı benim üzerime olsun!» cümlesini söyler; ve liân yapılmış olur. Hakim de onları birbirinden ayırır. İmâm A-zam-a göre bunun hükmü bir talâk-ı bâindir. beyanlarına göre liânda erkeğin (lanet) kadının (gazab) kelimelerini kullanmaları kadınların ağızları lanete alışık olup bu kelimeyi söylemekte beis görmeyecekleri içindir. Filhakika bir hadîste kadınlara: «Siz laneti çok yaparsınız...» buyurulmuştur. Bir kelimeyi çok söyleyen insan nazarında o kelimenin hürmeti kalmaz. Şihab-m: «Artık bu liân yapanların âdeti olmuştur.» sözünü Mâlikîler-den İbn Nâfi-: «Liândan sonra kadını boşamayı müstehab görmek âdet olmuştur.» mânâsına te-vîl etmiştir. Cumhûra göre bu sözden murâd: Karı kocanın birbirinden ayrılmalarının sırf Hânla oluşu âdet hükmüne girmiştir.» mânâsı alındığını söylüyor. Hanefîler-e göre burada hâkimin hükmü mutlaka lâzımdır.