Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Arıyyeler Müstesna Olmak Üzere Kuru Hurma Mukabilinde Yaş Hurma Satmanın Haram Kılınması Bâbı

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:31    Güncellendi: 5.02.2025 19:31
3967-) Bize Ebû-r-Rabî- ile Ebû Kâmil rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Hammâd rivâyet etti. H. bu hadisi Alîyyübnü Hucr da rivâyet etti. ki): Bize İsmail rivâyet etti. Her iki râvi Eyyûb-dan o da Nâfi-den bu isnâdla rivâyette bulunmuşlardır ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) göz kararı ile ariyyelerin satılması hakkında ruhsat vermiştir. hadîsi Buhârî «Büyü-» bahsinin bir iki yerinde Tirmizî «Buyû-»da; Nesâî «Büyü-» ve «Şurût» bahislerinde; İbn Mâce «Ticâret»de muhtelif râvilerden tahrîe etmişlerdir. ilk rivâyetinde müzâbene ve muhakale nâmı verilen satışların memnu- olduğu bildirilmekte ve bunların ta-rîfi yapılmaktadır. Bu husustaki tafsilât Bâbımızın İbn Ömer (radıyallahü anh) hadîsinde görülecektir. Biz burada «Ariyye»den bahsedeceğiz; zira Hazret-i Zeyd rivâyetlerinin sıklet merkezi odur. Yemişi başkasına bağışlanmış hurma ağacı demektir. Kelimenin aslı «Arâ-ya-rû) dur; yani nâkıs-ı vâvîdir. Bu takdirde ariyye: faîle vezninde olup mef-ul mânâsında kullanılmıştır; maksûd hurma demek olur. Mamafih nâkıs-ı yâî yani (Ariye-ya-râ) aslından gelmiş olması da muhtemeldir. Ve bu sefer fail mânâsında kullanılmış olur. (Ariye) elbisesini çıkardı demektir. Ariyye hurması haram kılınan satışlardan hâriç kaldığı için ona bu isim verilmiştir. Bazıları bu kelimenin yemişi bağışlanan hurma ağacına verlen bir ism-i hâs olduğunu söylemişlerdir. Şu halde ariyye satış değil bağıştır. (Ariyye) nin şer-an tefsirinde de ihtilâf etmişlerdir. İmâm Mâlik Evzâî İmâm Ahmed ve İshâk-a göre bu hadîste zikri geçen ariyyeden murâd: Bir kimsenin bahçesinden bir veya iki hurma ağacını bir seneliğine başkasına vermesidir. Bir takım ulemâ: Bir kimsenin iki-üç hurma ağacını başkalarına vermesi onların da bu hurmaların yemişini göz karariyle kuru hurma karşılığında satmalarıdır.» demişlerdir. Yahya b. Saîd el-Ensârî ile Muhammed b. İshâk’ın mezhepleri budur. Mezkûr kavil Hazret-i Zeyd b. Sabit-ten rivâyet olunmuştur. Süfyân b. Hüseyn ile Süfyân b. Uyeyne-nin kavilleri de bu ise de onlara göre bu bağış yalnız fakirlere yapılır. Bu hurmaların yemişini satmak ihtiyaçlarından dolayı onlara mubah kılınmıştır. Şafiî ile Ebû Sevr ariyyeyi şöyle ta-rîf etmişlerdir: «Taze hurma zamanı gelince bazı fakirler para bulup onu alamazlar. Bu gibilerin ellerinde senelik yiyeceklerinden artma kuru hurma bulunur işte ariyye beş vesktan az olmak şartiyle bunların göz karariyîe kuru hurma vererek tazesini satın almalarıdır.» Onlara göre hurma ile üzümden başka meyvelerde ariyye yoktur. göz kararından maksad: Taze hurma kuruduğu zaman ne kadar kalacağını tahmin etmektir. Yani taze hurma kuruduğu zaman ne kadar kalacaksa alıcı o kadar kuru hurma verecek bu suretle verdiği aldığına denk olacaktır. beyanına göre İmâm A-zam ariyyeyi şöyle ta-rîf edermiş: «Bizce bunun mânâsı: Bir kimsenin hurma ağaçlarından birini başkasına tahsis etmesi fakat teslîm edemeyeceğini aklı keserek va-dinde durmuş olmak için onun yerine göz karariyle kuru hurma vermesidir.» göre ariyye: Hurmadan verilen atiyye ve teberru-dur. Araplar kıtlık senelerinde hurması olmayanlara bir miktar hurma verir ve bununla iftihar ederlerdi. diyor ki: «Ariyye bir tahmincinin birkaç hurma ağacı üzerinde tahminde bulunarak: Bu ağaçlardaki hurma kuruduğu vakit meselâ; üç yük kalır demesi; hurma sahibinin de ağaçlardaki taze hurmayı birine üç yük kuru hurma mukabilinde vermesi ve o mecliste hesaplaşarak alıcının kuru hurmayı satıcının da tahliye suretiyle taze hurmayı teslim ve tesellüm etmeleridir. Beş veskten azda bu caiz; fazlasında caiz değildir. Tam beş veskte caiz olup olmadığı hususunda İmâm Şafiî-den iki kavl rivâyet olunur ki bunların esah olanına göre caiz değildir. Zira esas itibariyle kuru hurma mukabilinde taze hurma satmak haramdır. Ariyyelere ruhsat verilmiştir. Bu ruhsatın beş veskta mı yoksa daha azda mı olduğunda râvi şekk etmiştir. Binâenaleyh yakînen malûm olanla amel icâb eder ki o da beş veskten az olmasıdır. Beş vesk ise haram olarak kalır. kavle göre ariyye zengin fakir herkese caizdir. Meyvelerde burma ile üzümden başkasında ariyye caiz değildir. Zaif bir kavle göre ariyye fakirlere mahsustur ve yalnız hurma ile üzüme münhasır değildir. İşte ariyye hakkında şafiî mezhebinin tafsilâtı budur. İmâm Ahmed-le diğer bazı ulemânın mezhepleri de budur. İmâm Mâlik ile Ebû Hanîfe ariyyeyi başka şekilde te-vîl etmişlerdir. Ama hadîslerin zahirleri onların te-villerini reddetmektedir.» Ömer İbn Abdilberr (368-463): İmâm Mâlik-in mezhebini şöyle hülâsa etmiştir: «Ariyye: Bir kimsenin beş vesklik veya daha az olan bahçesini başkasına hibe etmesi sonra meyve kemâle gelince hibe ettiği şahıstan onu satın almak istemesidir. Bedelini göz kararı ile kuru hurmadan vermek şartiyle meyve toplanırken bu satış mubah kılınmıştır. Peşinen caiz olmadığı gibi hibe edilen şahıstan başkasına da caiz değildir. Çünkü ruhsat yalnız ona verilmiştir. Ama hurmayı başkasına para ile satabilir...» Zeyd hadîsinin ilk rivâyetindeki: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bundan sonra ariyyenin taze veya kuru hurma mukabilinde satılmasına ruhsat vermiş; bundan başkasına ruhsat vermemiş.» ifadesiyle istidlal eden bazı ulemâ Hanefîler-in ariyyeyi satış değil bağış saymalarına şöyle mukabele etmiştir: «Bu hadîs Hanefîler-den. kuru hurma karşılığında taze hurma satmanın yasak edilmesini umum mânâsına hamledip ariyye satışının bu umumdan müstesna olduğunu kabule yanaşmayanlara red cevâbı hususunda vârid olan en açık delillerdendir. Onlar hurma mukabilinde hurma satışı ile ariyyeyi bir siyakta vârid olmuş iki hüküm saymışlardır. İbn Münzir-in hikâye ettiği vecihle bâzı Hanefîler-in ariyye meselesinin kuru hurma mukabilinde taze hurmayı satmayı yasak eden hadîsle neshedildiğini iddia etmeleri de böyledir. Çünkü nâsih olmadan mensûh bulunmaz.» söze Hanefîler-den Aynî cevap vermiştir. Hülâsası şudur: Nehyi umumu üzere bırakmak onun bir kısmını iptal etmekten evlâdır. Kuru hurma karşılığında taze hurma satmaktan nehî ile ariyye-leri satmanın bir -siyakta vârid iki hüküm olmalarına hiç bir mâni- yoktur. Bunların bir arada zikredilmesi hükümlerinin de bir olmasını birinin sonra hükümden çıkarılmasını istilzam etmez. Zîra her iki cümle müstakildir. Usûl-i fıkıh ulemâsının muhakkıklarına göre nazımda kıran hükümde de kıranı îcâb etmez. (Yani iki meselenin bir delilde yan yana zikredilmesi onların aynı hükümde olmalarını îcâb etmez; meğer ki ikinci cümle nakıs ola. O zaman ikisi de aynı hükümde olur. Meselâ: «Ahmed geldi Mehmed de» ifadesinde «Mehmed de» cümlesi nakıs olduğu için hüküm itibariyle evvelki cümleye bağlıdır; ve Mehmed de geldi demektir.) Zeyd-in ariyye hakkındaki sözü tam bir cümle olup mânâ hususunda evvelki cümleye muhtâc değildir. ariyyeye (satış) denilmesi hakikaten satış hükmünde olduğu için değil satış şeklinde tasavvur edildiğin dendir. Ariyye yemisin hibe edilmesidir. Satış olsaydı bir müddete kadar kuru hurma karşılığında yaş hurmayı satmak mânâsına gelirdi ki bunun caiz olmadığında hilaf yoktur Münzir-in bâzı Hanefîler-den naklettiği söz doğru değildir. Kaldı ki bir râvinin hem hurmaya mukabil hurma satmanın yasak edildiğini hem de ariyyeye ruhsat verildiğini rivâyet etmesi nesha mâni1 değildir. ile Taberânî-nin rivâyet ettikleri İbn Ömer (radıyallahü anh) hadîsi ve emsali hadîsler Hanefîler-in kavlini te-yîd etmektedirler. İbn Ömer (radıyallahü anh) hadîsinde: b. Sabit dedi ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir-iki ağaç hurmanın ariyyesine ruhsat verdi. Bunlar bir kimseye hibe edilir; o da onları göz kararı ile kuru hurma karşılığında satar.» denilmektedir. Tahâvî: «İşte Zeyd b. Sabit!.. Kendisi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ariyye hakkında ruhsat verdiğini rivâyet edenlerden biridir ki onun hibe olduğunu söylemiştir.» diyor.

Kaynak: Sahîh-i Müslim Alış Verişler
Konu: Arıyyeler Müstesna Olmak Üzere Kuru Hurma Mukabilinde Yaş Hurma Satmanın Haram Kılınması Bâbı