4214-)
Bana Ebû-t-Tâhir dahi rivâyet etti. ki): Bize İbn Vehb İbn Cüreyc-den naklen haber verdi. Ona da Ebû-z-Zübeyr haber yermiş ki kendisi Câbir b. Abdillah-ı şunları söylerken işitmiş: (sallallahü aleyhi ve sellem): hakkı yere yurda veya bahçeye ait her ortalıkta vardır. (Ortağın) şerikine arzedip o da ya alıp yahut terk etmedikçe satışı muteber değildir. Bunu yapmazsa kendisine haber verinceye kadar şeriki o mala en lâyık kimsedir.» buyurdular. hadîsi Buhârî «Büyü-» «Şerike» «Şufa» ve «Terkü-l-Hıyel» bahislerinde; Ebû Dâvûd «Buyû-»da; Tirraizi ile İbn Mâce «Ahkâm»da muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. Katmak çift yapmak mânâsına gelen «şefea» fiilinden alınma bir isimdir. Fukahâya göre şuf-a: Bir kimsenin milkine bitişik bir akar satılırken kararlaştırılan kıymetini Ödemek şartiyle onu müşteriden cebren almasıdır. Buna şuf-a denilmesi bir hisseyi diğerine kattığı içindir. Yurd mesken ve yer mânâlarına gelir. Asıl itibariyle bu kelime bahar mevsiminde oturulan yerdir. Rab-a: Rab-ın müennesidir. Bazıları müfredi olduğunu söylemişlerdir. Onlara göre rab- ismi cinstir. edilmemiş bir akarda ortak olan kimsenin o akarda şufa hakkı olduğunda bütün ulemâ müttefiktir. Hadîs-i şerîfde geçen «taksim edilmemiş her ortaklıkta...» ibaresinden murâd akardır. kıyâsa muhalif olarak hadîslerle sabit olmuştur. Bundaki hikmet ortağın zararını önlemektir. Şufanın akara mahsus olması en ziyâde zarar ondan geleceği içindir.