4274-)
Bize Ahmed b. Abdillâh b. Yûnus rivâyet etti. ki): Bize Zübeyr rivâyet etti. ki): Bize Ebû-z-Zübeyr Câbir-den naklen rivâyette bulundu. ki): karısı; Oğluma köleni bağışla hem bana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-i şâhîd getir demiş. Bunun üzerine Beşîr Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e gelerek şunları söylemiş: Filânın kızı benden oğluna kölemi bağışlamamı istedi ve: Bana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i şâhid yap dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): çocuğun kardeşleri var mı?» diye sormuş. Beşîr: Evet demiş. verdiğinin mislini onların hepsine verdin mi?» buyurmuş. Hayır cevâbını alınca: iş yaramaz; ben ancak hak üzerine şâhid olurum »buyurmuşlar. hadîsini Buhârî «Hibe» ve «Şehâdât» bahislerinde; Ebû Dâvûd «Buyû-»da; Tirmizî ile İbn Mâce Ahkâm »da; Nesâî «Nihâi» ve «Kaza» bahislerinde muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. Nu-man’ın babası Beşîr b. Sa-d annesi de meşhur sahâbî Abdullah b. Ravâha-nın kız kardeşi Amra binti Ravâha-dır. buradaki rivâyetlerinin bâzısında Hazret-i Nu-man-a babasının bir köle bağışladığı bâzısında da malının bir kısmını verdiği bildiriliyor. Bu bir kısımdan murâd da köle olabilirse de Taberâni (260-360) ile İbn Hibbân (-354)’in Şa-bî-den rivâyet ettikleri bir hadîste şöyle denilmektedir: Kûfe-de hutbe îrâd ederek dedi ki: Babam Beşîr b. Sa-d Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek şunları söylemiş: (Karım) Amra binti Ravâha bir oğlan doğurdu; adım Nu-mân koydum. Bu kadın Çocuğa en iyi malımdan bir bahçeği vermedikçe onu büyütmeye razı olmuyor. Bana: Bu işe Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-i şâhid yap dedi... anlaşıldığına göre bağışlanan mal köle değil bahçedir. Fakat İbn Hibbân bu iki rivâyeti ayrı ayrı iki vak-aya hamlederek aralarım bulmuştur. Şöyle ki: Nu-mân (radıyallahü anh) doğduğu zaman kendisine bir bahçe verilmiş; büyüdükten sonra da köle bağışlanmıştır. Bazıları bu tevcihe i-tirâz ederek: «Beşir b. Sa-d gibi büyük bir zât nasıl olur da aynı meseleyi unutarak ikinci defa Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-e sorar.» demişlerse de Aynî bunda asla şaşacak bir şey olmadığını dünya düşünceleriyle âhiret tasalarının insana birçok şeyleri unutturabileceğini söylemiş; insan sözünün unutmak mânâsına gelen nisyândan alındığını söyleyenler bulunduğunu hatırlatmıştır. rivâyet-erin birinde Hazret-i Nu-man-ın: «Babam elimden tuttu; ben o zaman çocuktum...» dediği; diğerinde İse: «Babam beni kucağına alarak Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gördü» şeklinde beyanda bulunduğu görülüyor. Aynî bu iki rivâyetin arasını bulmuş ve: «Yolun bir kısmında babası kolundan tutmuş; küçük olduğu için bir kısmında da kucağına almıştır.» demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Bağışlar
Konu: Hibede Evlattan Bazılarını Üstün Tutmanın Keraheti Bâbı