Her Kim Bir Şeye Yemin Eder De O Şeyin Yeminden Daha Hayırlı Olduğunu Görürse O Hayırlı Olan Şeyi Yaparak Yemininden Dolayı Keffaret Vermesine Mendüp Olması Bâbı
4372-)
Bana Aliy b. Hucr Es-Sa-dî rivâyet etti. ki): Bize Hüseyni Yûnus ile Mansûr ve Humeyd-den rivâyet etti. H. Ebû Kâmil El-Caliden de rivâyet etti. ki): Bize Hammâd b. Zeyd Simâk b. Atiyye ile Yûnus b. Ubeyd ve diğerleri arasında Hişâm b. Hassân-dan rivâyet etti. H. Ubeydullah b. Muâz dahi rivâyet etti. ki): Bize El-Mu-temir babasından rivâyet etti. H. Ukbe b. Mükrem El-Ammî de rivâyet etti. ki): Bize Saîd b. Âmir Saîd-den o da Katâde-den naklen rivâyette bulundu. râvilerin hepsi El-Hasen-den o da Abdurrahmân b. Semûra-dan o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-den naklen bu hadîsi rivâyet etmişlerdir. El-Mu-temir-in babasından naklettiği rivâyette «imaret» kaydı zikredilmemiştir. rivâyetlerden Abdurrahmân b. Semûra hadîsini Buhârî «El-Eymân ve-n-Ntizûr» «Ahkâm» ve «Keffârat» bahislerinde; Ebû Dâvûd «Harâc»da; Tirmizî «Eymân»da; Nesâî imaret kıssasını «Kaza» ve «Siyer» bahislerinde yemîn kıssasını da «Eymân»da muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. ki rivâyetlerin hemen hepsinde: buyurulmaktadır. Bunun mânâsı: kimse bir yemîn üzerine yemîn ederse...» demek ise de bu cümledeki «yemîn» sözü «üzerine yemîn edilebilecek şey» mânâsında kullanılmıştır. rivâyetlerin bazısında evvelâ keffâret verip sonra hayırlı görülen işin yapılması; diğerlerinde bunun aksine olarak evvelâ hayırlı görülen işi yapmak suretiyle yeminin bozulması sonra keffâret verilmesi emir buyuruluyor. Bundan dolayı mesele hakkında ihtilâf edilmiş; İmâm Şafiî ile bir rivâyette İmâm Mâlik yeminden dönmeden keffâret verilebileceğine nakledildiğini cumhûr-u ulemânın kavli bu olduğunu söylüyor. Mamafih onlara göre de keffâretin yeminden döndükten sonra verilmesi müstehaptır. yeminden dönmeden keffâret vermek caiz değildir. Çünkü keffâret cinayeti örten bir örtüdür; yeminden dönmeden önce ise ortada bir cinayet yoktur. Bundan dolayı hadîsin evvelâ yemîni bozup sonra keffâret vermeyi emreden rivâyetiyle amel etmek daha münâsiptir. Hanefî İmâmlarından başka buna kail olan bulunmadığını iddia etmişlerse de doğru değildir; çünkü Mâlikîler-den Eşheb ile Dâvûd-u Zahirî-nin mezhepleri de budur. keffâreti: On fakiri bir gün doyurmak (radıyallahü anh) hadîsinde zikri geçen «imâret»den murâd: Valilik veya hâkimliktir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz bu gibi mevki-lerin istenilmemesini; istenip de verilirse Allah isteyene yardım etmeyeceğini; istemeden verilirse Allah o kimseye dım edeceğini bildirmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Yeminler
Konu: Her Kim Bir Şeye Yemin Eder De O Şeyin Yeminden Daha Hayırlı Olduğunu Görürse O Hayırlı Olan Şeyi Yaparak Yemininden Dolayı Keffaret Vermesine Mendüp Olması Bâbı