4407-)
Bize El-Ka-nebî rivâyet etti. ki): Bize Davûd b. Kays Mûsâ b. YesâVdan o da Ebû Hüreyre-den naklen rivâyet etti. ki): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): için hizmetçisi yemeğini hazırlayıp da getirdiği zaman —ki o hizmetçi yemeğin sıcağına dumanına katlanmıştır— onu kendisi ile beraber oturtsun! O da yesin! Şayet yemek az olursa eline ondan bir yudum yahut iki yudum koyuversin!» buyurdular. Davûd: «Yani bir lokma yahut iki lokma» diye tefsir etmiş. hadîsin ikinci rivâyetini Buhârî «Itk» ve «Et-ime» bahislerinde tahric etmiştir. Onu Tirmizî ile İmâm Ahmed dahi- rivâyet etmişlerdir. Tirmizî: «Bu hadîs hasen şahindir.» demiştir. rivâyetler El-Muhalleb-e göre yukarki Ebû Zerr hadîsini tefsîr mahiyetindedir. Çünkü Ebû Zerr (radıyallahü anh) hadîsinde yiyecekte giyecekte köle ile sahibinin bir tutulması emrolun-muş; burada köleyi sofraya oturtup oturtmama hususunda sahibi muhayyer bırakılmıştır. Ulemâdan bazıları: «Ebû Zerr hadîsinde hizmetçiye yemek yedirme emri müsavatın vâcib olduğunu beyân için değil kendi yeyip de köleye tattırmamanın iyi bir şey olmadığını anlatmak içindir...» demişlerdir. Münzir bütün ulemaya göre hizmetçiye bulunduğu yerde herkesin yediği yiyeceklerden yedirmek vâcib olduğunu nakletmiştir. Katık ve giyecek meselesi de öyledir. hadîslerdekî emir bu işin farz değil sünnet olduğuna delildir. Binaenaleyh çırağa çobana hizmetçiye ve köleye kendi yediğinden yedirmeli giydiğinden giydirmelı onlara hoş muamelede bulunmalı yapamıyacaklan işi teklif etmemeli gönüllerini kırmamalıdır. Bir evin yemeğini pişiren hizmetçi elbette o yemeğin kokusunu duyacaktır. Pişirdiği yemekten ona da yedirmek hele sofraya çağırarak onu ayrı tutmamak ahlâkın en güzellerinden ma-duttur ki bu hadîslerin ifade ettiği mânâ da budur. İslâm-da kölecilik!.. Esîr ve köle denilince gözlerinin önüne eziyet işkence ve tahkirden başka bir şey gelmeyen dîn düşmanları bu hadîsleri ve müslümanlarm bu husustaki muamelelerini bilseler her halde kıyas binnefis yapmakla müthiş yanıldıklarını anlar; biraz olsun yüzleri kızarırdı! hiç bir vakit aldıkları esirlerin gözlerini çıkarmamış; onlara işkence ederek öldürmemiştir. Bilâkis târîhen sabittir ki müslümanlann halîfesi Ömer (radıyallahü anh) Kudüs’e girerken deveyi yediyor kölesi de devenin üzerinde oturuyordu. Çünkü deveye binme nöbeti onda idî... Fakat bu işi şimdi bize çeşitli yalandan suçlar isnad ederek ayıplayan Avrupalılar yapmışlardır. Müslümanların ellerindeki esîr ve kölelere gösterdikleri evlâd ve kardeş muameleleri her tarîf ve tasavvurun üstündedir. Bu sayede İslâm âfâkını güneşler gibi aydınlatan nice benam ulemâ kölelerden yetişmiştir. Bunlar saymakla bitmez. Biz yalnız bir misal verelim: İmâm Şafiî-nin hadîste altın silsile diye isim verdiği İmâm Mâlik Nâfi ve İbn Ömer (radıyallahü anh) üç kişiden ibaret olup bunlardan Hazret-i Nâfi- kölelikten yetişmedir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Yeminler
Konu: Memlüküne Kendi Yediğinden Yedirme Giydiğinden Giydirme Ve Ona Yapamayacağı Şeyi Teklif Etmeme Bâbı