Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Zahire Ve Hücceti İyi Anlatmaya Göre Hüküm Bâbı

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:31    Güncellendi: 5.02.2025 19:31
4573-) Bize Amru-n-Nâkıd da rivâyet etti. ki): Bize Yakûb b. İbrahim b. Sa-d rivâyet etti. ki): Bize babam Sâlih-den naklen rivâyet etti. H. Abd b. Humeyd dahi rivâyet etti. ki): Bize Abdürraizâk haber verdi. ki): Bize Ma-mer haber verdi. iki râvi Zührî-den bu isnâdla Yûnus-un hadîsi gibi rivâyette bulunmuşlardır. Ma-mer-in hadîsinde: Seleme ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Ümmü Seleme-nin kapısı önünde davacı yaygaraları işitti.» cümlesi vardır. hadîsi Buhârî «Mezâlim» «Ahkâm» «Şehâdât» ve «Terkü-l-Hıyel» bahislerinde; Ebû Dâvûd «Ahkâm»da muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. bununla ona ancak ateşten bir parça bölmüş olurum!» cümlesinden murâd: Eğer zahire göre verdiğim hüküm bâtına ve gerçeğe uymazsa böldüğüm şey ona haramdır; kendisini cehenneme götürür;- demektir. Burada şöyle bir suâl hâtıra gelebilir: Bu hadîsin zahirinden anlaşıldığına göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bâzan zahiri bâtınına muhalif hüküm verebilir; halbuki usûl-i fıkıh âlimleri bilittifak onun ahkâm Bâbında hatâ üzerine ikrar ve terk edilemiyeceğini söylemişlerdir? Bu hadisle usûl-i fıkıh kaidesi arasında muâraza ve zıddiyet yoktur. Çünkü usûl-i fıkıh ulemasının muradlan Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in kendi içtihadı ile verdiği hükümlerdir. Hadîs-i şerifte bahsedilen hüküm ise ictihadla değil yemin ve şâhid gibi bir beyyineye İstinaden verilen hükümdür. Böyle bir hükme hatâ denilmez. Hüküm teklîî-i ilâhiye göre verilmiştir; ve sahihtir. (Bu husustaki teklifi ilâhî iki şahidin dinlenmesi gibi şeylerdir. Şahidler yalancı iseler vebal de onlara âid olur. Hükümde bir kusur yoktur.) ve lecebe sözleri aynı mânâya gelirler. Bunlardan murâd: Gürültü ve karışık seslerdir. (sallallahü aleyhi ve sellem): ancak bir insanım!» buyurmakla insanlık haline tenbîhte bulunmuştur. İnsan gaibi ve hâdisâtın sırlarını bilemez; meğer ki Allahü teâlâ bildirmiş olsun! Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-e de sair insanlar gibi zahire göre hüküm vermek caizdir. Hükümlerin sırlarını ancak Allah bilir. O halde zahire göre şâhid ve yennîn gibi beyyinelerle hüküm verir. Bu hüküm sırr-i ilâhiye muhalif olabilir; fakat o ancak zahire (yani eldeki delile) göre hüküm vermekle mükelleftir; tâ ki bu hususta ümmeti de ona tâbi- olsun. kime bir müslümanın hakkını hükmetmişsem...» ifadesindeki «müslüman» ta-bîri ihtirazı bir kayd değil ekseri hallere bakarak söylenmiştir. Yoksa bu hususta zimmî muâhed ve mürted gibi kâfirlerin malları da müslümanın malı gibidir. (isterse) üzerine alsın; yahut (dilerse) terk etsin!» cümlesinden murâd da muhayyerlik değil tehdiddir. Bu cümle: îmân etsin; isteyen de küfür!" Sûre-i Kehf âyet: 29. âyet-i kerîmesine benzer. Mezkûr âyetten murâd: Tehdîddir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim Da-vâlar
Konu: Zahire Ve Hücceti İyi Anlatmaya Göre Hüküm Bâbı