4668-)
Bize Yahya b. Yahya Et-Temîmî rivâyet etti. ki): Bize Yûsuf b. Mâcişûn Salih b. İbrahim b. Abdirrahmân b. Avf dan o da babasından o da Abdurrahmân b. Avf-dan naklen haber verdi ki şunları söylemiş: (harbi) günü ben safta dururken sağuna ve soluma baktım. Gördüm ki Ensârdan iki çocuğun arasın dayım! Yaşları genç! Keşke bunlardan daha kuvvetliler arasında olaydım temennisinde bulundum. Derken biri beni dürterek: Ey amca! Ebû Cehri tanır mısın? dedi. Evet! Ona ne hacetin var ey kardeşim oğlu? dedim. Haber aldım ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e söğermiş! Nefsim yedi kudretinde olan Allah-a yemîn ederim ki onu görürsem İkimizden eceli gelen ölmedikçe şahsım şahsından ayrılmayacaktır! dedi. Ben buna şaştım. Az sonra diğeri de beni dürttü ve berikinin söylediğinin mislini söyledi. Çok geçmeden Ebû Cehl-i halkın arasında bocalarken gördüm ve: Görüyor musunuz işte sorduğunuz sizinki! dedim. Hemen ona koştular ve kılıçları ile onu vurarak öldürdüler. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e giderek kendisine haber verdiler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): hanginiz öldürdü?» diye sordu. İki gençten her biri: Ben öldürdüm! cevâbını verdi. «Kılıçlarınızı şildiniz mi?» diye sordu. Hayır! dediler. Bunun üzerine kılıçlara baktı; ve: ikiniz de öldürmüşsünüz!» buyurdu. Ve üzerindeki eşyanın Muâz b. Amr b. El-Memûh-a verilmesine hükmetti. (Bu iki zât Muâz b. Amr b. El-Memûh ile Muâz b. Atrâ-dır.) hadîsi Buhârî «Kitâbu-l-Humüs» ve «Kitâbul-Megâzî»de tahrîc etmiştir. hususunda ihtilâf edilmiştir. Şâfiîler-e göre Ebû Cehli mezkûr iki genç müştereken yaralamış; lâkin onu kendisini müdafaadan âciz. bırakacak şekilde ağır yaralayan evvelâ Muâz b. Amr olmuştur ki şer-i katil de budur. Üzerindeki eşyasını almaya hak kazanması bundandır. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in: ikiniz de öldürmüşsünüz!» buyurması ötekinin gönlünü almak içindir; çünkü bu işe o da iştirak etmiştir. Kılıçlarını muayene etmesi bunlarla onu nasıl Öldürdüklerinin hakîkatına istidlal içindir. Muayene neticesi Ebû Cehl-i Amr-in çökerttiğini anlamış; eşyasını Amr hak ettikten sonra ötekini de hâdiseye ortak kabul etmiştir. Binâenaleyh onun eşyada hakkı yoktur. göre eşyanın Amr-a verilmesi bu hususta kumandan muhayyer olduğundandır. bu hadîsi rivâyet ettikten sonra şöyle deditir: «Bu hadîs delâlet ediyor ki bir kimseyi öldürmekle eşyasını öldürene vermek vâcib olsaydı Ebû Cehl-in selebini bu iki gence vermek îcâb eder; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onu birbirinden alıp ötekine vermezdi. Görülmüyor mu ki kumandan: Her kim birini öldürürse eşyası onundur; dese de iki kişi birini öldürseler eşyası aralarında ikiye bölünür. Kumandan birini mahrum ederek ötekine veremez; zîra o eşyada ikisinin de aynı derecede hakkı vardır. Şu halde seleb hususunda onlar kumandandan daha ziyade hak sahibidirler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-e Ebû Cehl Nın selebini birine vermek caiz olunca: Bu gösterir ki o selebe gazilerin ikisinden de ziyade hak sahibi imiş! Çünkü o gün henüz. Her kim birini öldürürse selebi onundur buyurmamıştı. Bir de maktulün eşyasının katile verilmesi vâcib olmadığını atıcak düşmanla cenk için bir teşvik mâhiyetinde olmak üzere kumandanın onu katile verebileceğini beyân buyurmuştur.» şerifin sonunda Ebû Cehl-i Muâz b. Amr ile Muâz b. Afra-nın öldürdükleri bildiriliyor. Müslimi-n ileride görülecek bir rivâyetinde ve keza Buhârî-nin bir Rivâyetinde onu namındaki kadının iki oğlu öldürdüğü; Müslim-in diğer bir rivâyetinde ise Ebû Cehl-in başını Abdullah b. Mes-ud (radıyallahü anh)’ın kestiği kaydedilmektedir. Kâdi Iyâz: «Ekseriyetle siyer ulemasının kavli budur.» diyor. bu rivâyetlerin arasını bulmuş; ve: «Ebû Cehl-in katline bunların hepsi iştirak etmiştir. Onu müdafaadan âciz hale getiren darbeyi Muâz b. Amr vurmuş İbn Mes-ûd can çekiştirirken yetişerek kafasını koparmıştır.» demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Cihâd Ve Siyer
Konu: Öldüren Kimsenin Ölünün Üzerindeki Eşyayı Hak Etmesi Bâbı