4697-)
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Muhammed b. Alâ El-Hemdânî ikisi birden İbn Nümeyr-den rivâyet ettiler. İbnü’l-Alâ- dedi ki: Bize İbn Nümeyr rivâyet etti. ki): Bize Hişâm babasından o da Âişe-den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Hendek günü yaralandı. Onu Kureyş-ten İbni Arika denilen bir adam kolundaki şah damarından yaraladı. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) mescidde ona bir çadır kurdu; onu yakından dolaşıyordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hendek-ten dönünce silâhı bırakarak yıkandı. Az sonra Cibrîl geldi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onun başından tozu silkiyordu. Cibrîl: bıraktın mı? Vallahi biz onu bırakmadık! Onların karşısına çık!» dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): diye sordu. O da Benî Kureyza-ya işaret etti. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlarla harb etti. onun hükmüne râm oldular. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de onlar hakkındaki hakemliği Sa-d-a devretti. Sa-d: de onlar hakkında harbe yarayanlarının öldürülmesine çocuk ve kadınlarının esir edilmesine ve mallarının taksimine hükmediyorum! dedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Cihâd Ve Siyer
Konu: Ahdini Bozanlarla Harb Etmenin Ve Kala Sahiblerini Âdil Hükme Ehil Bir Hakimin Hükmüne Havale Eylemenin Cevazı Bâbı