4748-)
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Vekî- ile Muhammed b. Bişr A-meş-den bu isnâdla rivâyette bulundular. Şu kadar var ki o: «Kendisi alnından kanı yıkıyordu.» demiştir. hadîsi Buhârî «Kitâbü-l-Enbiyâ» ile «İstitâbetü-l-Mürted-dîn»-de; İbn Mâce «Kitâbü-l-Fîten»-de tahrîc etmişlerdir. burada dövüldüğü bildirilen peygamberin geçmiş peygamberlerden biri olduğunu söylemekle yetinmiştir. Zahire bakılırsa Benî İsrail Peygamberlerinden biri olacaktır. Çünkü Buhârî onu Benî İsrail bahsinde rivâyet etmiştir. Bazıları kavmi tarafından döğülen Peygamberin Nûh (aleyhisselâm) olabileceğini söylemişlerdir. Hazret-i Nûh-u kavmi bayıltıncaya kadar döğerler ve boğarlarmış. Ayıldığı zaman o yine: kavmimi affet! Çünkü onlar bilmiyorlar!» diye duâ ederdi. Aynî bu kavle i-tiraz etmiş: «Bu takdirde bahis ile bu kavil arasında mutabakat yoktur. Zîra bahis Benî İsrâî1 hakkındadır. Nûh (aleyhisselâm) ise Benî îsrâî1-den çok zaman evvel yaşamıştır.» demiştir. Kurtubî döğüldüğü hikâye edilen Peygamberin bizzat hikâye edenin kendisi olduğunu söylemişse de Aynî bunun da öteki gibi bir kavl olduğunu söyleyerek kabul etmemiştir. şerif Peygamber-lerin (salevâtullâhi aleyhim ecmain) kavimlerine karşı son derece halim selim sabırlı müşfik ve müsamahakâr olduklarına delildir.