4754-)
Bana Ebû-t-Tâhir Ahmed b. Amr b. Şerh ile Harmele b. Yahya ve Amr b. Sevvâd El-Âmirî rivâyet ettiler. Lâfızları birbirine yakındır. (Dediler ki): Bize İbn Vehb rivâyet etti. ki): Bana Yûnus İbn Şihab-dan naklen haber verdi. ki): Bana Urvetü-bnü-z-Zübeyr rivâyet etti. Ona da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zevcesi Âişe rivâyet etmiş ki kendisi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e: Yâ Resûlallah! Uhud gününden daha şiddetli bir gün başına geldi mi? diye sormuş da şöyle buyurmuşlar: senin kavminden neler basıma geldi neler!.. Onlardan başıma gelenin en şiddetlisi Akabe günü gelmiştir. Kendimi İbn Abdı Yâlîl b. Abdi Külâl-e arzetmiştim. Arzum hususunda bana İcabet etmedi. Ben de üzgün olarak gözümün gördüğü tarafa yollandım. Ve ancak Karnü-s-Seâlib-de kendime gelebildim de başımı kaldırdım. Bir de ne göreyim! Bir bulut... Beni gölgelendirmiş! Baktım; içinde Cibrîl!.. Hemen bana seslenerek: Muhakkak Allah (azze ve celle) kavminin sana söylediklerini ve sana verdikleri redd cevabını İşitti de onlar hakkında dilediğini kendisine emretmen İçin sana dağlar meleğini gönderdi. Dedi. Arkaç iğin dan: meleği bana seslendi ve selâm verdi. Sonra: Yâ Muhammed! Şüphesiz Allah kavminin sana söylediklerini işitti. Ben de Dağlar meleğiyim) Rabbin beni sana dilediğini emretmen için gönderdi. İmdi ne dilersen dile! Eğer üzerlerine iki Ahşebi kapamamı dilersen (kaparım) dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona şunu söylemiş: Allah-ın onların sulblerinden sırf Allah-a ibâdet edecek ona hiç bir şeyi şerik koşmayacak kimseler çıkarmasını dilerim!» Bu hadîsi Buhârî «Bed-ü’l-Halk» ve «Tevhîd» bahislerinde: Nesâî «Kitâbü-n-Nüût»-da tahrîc etmişlerdir. Mina-dadır; ve şeytan taşlanan yerlerden biridir. Vak-a bi-setin onuncu yılı Şevval ayında geçmiştir. Ebû Tâlib ile Hazret-i Hatice-nin vefatlarından sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisini himaye ederler ümidi ile Tâif-e gitmiş; oranın üç büyük reisine müracaat etmişti. Bunlar: Kinâne b. Abdi Yâlil ile Habîb ve Mes-ûd ismindeki şahıslardı. Mekke müşriklerinden gördüğü ezâ ve cefalardan kendilerine şikâyette bulunmuş fakat onlardan kabul görmemişti. İshâk-ın beyanına göre yine o sene Kinâne b. Abdi Yâlîl Tâifliler-dert bir hey-etle Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelereK müslüman olmuştur. Medâinî ise gelen hey-etin müslüman olduğunu içlerinden yalnız Kinâne b. Abdi Yâlî1-in İslâmiyeti kabul etmeyerek Romalılara gittiğini ve orada öldüğünü söylemiştir. Mekke-ye bir gün bir gece mesafede bulunan bir yerdir. Buna Karnü-l-Menâzil de derler. Necdliler-in mikaatıdır. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Tâif reislerinden gördüğü kötü muameleden o kadar üzülmüştü ki nereye gideceğini bilmez bir şekilde hayretler içerisinde Karnu-s-Seâlib-e kadar gelmişti. Orada kendini toparladı ve Cibrîl (aleyhisselâm)’ı gördü. Ahşeb: Mekke-deki Ebû Kubeys ile onun karşısındaki Kuaykân dağlarıdır. şerif Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kemâlâtına ve ümmeti hakkında beslediği sonsuz şefekat ve merhametine delildir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Cihâd Ve Siyer
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’in Karşolaştığı Müşrik Ve Münafık Eziyetleri Bâbı