Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Hayber Gazası Bâbı

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:31    Güncellendi: 5.02.2025 19:31
4770-) Bana Ebû-t-Tâhir de rivâyet etti. ki): Bize İbn Vehb haber verdi. ki): Bana Yûnus İbn Şihâb-tan naklen haber verdi. ki): Bana Abdurrahmân (bunun nesebini İbn Vehb-den başkası bildirmiş ve: İbn Abdillâh b. Kâ-b b. Mâlik demiştir.) haber verdi ki Seleme b. Ekva- Şöyle dedi: harbi olunca kardeşim Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) le birlikte şiddetli bir çarpışma yaptı da kılıcı kendine dönerek onu Öldürdü. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabı bu hususta söz ettiler ve onun hakkında şikâyette bulundular: Kendi silâhı ile ölen bir adam! dediler. Bâzı işlerinde de şüpheye düştüler. Seleme demişdi: sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hayber-den döndü. Ben: Ya Resûlallah! Bana müsaade buyur da sana racez okuyayım! dedim. (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine izin vermiş. Ömer b. Hattâb: Ben senin ne söyleyeceğini biliyorum! demiş. Seleme şunları söylemiş: de: «Vallahi Allah olmasa biz ne hidayete erer; ne sadaka verir ne namaz kılardık!» dedim. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-. söyledin!» buyurdular. (Devam ettim): mutlaka sekînet indir! Ve düşmanla karşılaşırsak ayaklarımızı sabit kıl!» bize tecâvüz etmişlerdir!..» racezimi bitirince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): kim söyledi?» diye sordu. Onu kardeşim söyledi! dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): ona rahmet eylesin!» dedi. Ben de: Yâ Resûlallah! Bâzı insanlar ona rahmet okumaktan korkuyorlar: «Kendi silâhı İle ölmüş bir adam!» diyorlar! dedim. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): câhid mücâhid olarak öldü!» buyurdular. Şihâb ki: Bilâhare ben Seleme b. Ekva-ın bir oğluna sordum da bana babasından naklen bunun gibi rivâyette bulundu. Şu kadar var ki (ben: Bazı insanlar ona rahmet okumaktan korkuyorlar dediğim vakit) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): etmişler! Câhid mücâhid olarak öldü. Binâenaleyh ona iki defa ecir vardır!» buyurdu ve parmağı ile işaret etti dedi. hadîsi Buhârî «Kitâbü-l-Megâzî»-de tahrîc etmiştir. Hüneyyenin cem-idir. Hüneyye: Henenin ismi tasgiridir. Süheylî-nin ta-rifine göre hane: İsmi bilinmeyen yahut bilinip de söylenmek istenmeyen her şeyden kinayedir; yani şey nesne mânâsına gelir. Hüneyye de şeyceğiz demek olur. Bazan bu kelime «hüneyhe» şeklinde de tasgir yapılır. «hüneyyât»-dan murâd: Racez denilen beytlerdir. develerini sürmek...»den maksat: Develer yürüsün diye onlara şarkı söylemektir. Buna Araplar «hidâ1» yahut «hudâ-» derler. Hi-dâ- ancak şiir veya racezle olur. Burada hidâ- için hayvanından inen şâir Âmir hadîsi rivâyet eden Seleme b. Ekva- (radıyallahü anh)-ın amcasıdır. Âmir-in bu beytlerle Allah-a mı yoksa Peygamber-ine mi hi-tâb ettiği ihtilaflıdır. Mâzirî Allah-a hitab ettiğine kail olmuş; ancak «can sana feda!» ifadesine i-tirazla: «Bu kelime Allah hakkında kullanılmaz; çünkü bir kimseye gelmesi muhtemel bir kötülük hakkında kullanılır. O kimse başka bir şahıs seçerek kötülüğün ona gelmesini ister; onu kendi nâmına feda eder. İmdi bu söz yâ razı olmaktan mecazdır ve sanki: Senin rizân için nefsimi harcarım! demiş gibi olur. Yahut bu kelime bir cümle-i mu-tarıza olarak araya sokulmuş; ve orada muhatab olan birine söylenmiştir.» demiştir. Bazıları bu sözün zahirî mânâsı kasdedilmediğini maksat sâdece mahabbet ve ta-zim olduğunu söylemiş; bir takımları da bu beytlerde muhatabın Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) olduğunu iddia etmişlerdir. Allâme Aynî bunların içinde en akla yatanı Mâzirî-nin sözü olduğunu kaydediyor. Burada şöyle bir suâl hatıra gelebilir: beytleri Hendek harbinde bizzat Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) okumuştur. Bunlar aslında Abdullah b. Revaha-ya âit değil midir? Olabilir. Aynı şeyi iki şâirin de söylemiş olması mümkündür. Buna tevârüd derler. okuyanın Hazret-i Âmir olduğunu anlayınca Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem).: ona rahmet eylesin!» demiş. Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) buna: «Şehadet vâcib oldu!» diye mukabele etmiştir. Bu sözün mânâsı: Bu zâtın şehîd olacağı anlaşıldı demektir. Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bu duayı böyle bir yerde kime yaparsa o kimsenin şehîd olacağını ashâb bilirlerdi. Onun içindir ki Hazret-i Ömer: «Bârî onunla bizleri faydalandırsaydın!» demiştir. Bundan murâd: Keşke bu duayı biraz daha yapmasan da bizler Âmir-in sohbetinden istifade etseydik; onu bir müddet daha aramızda görseydik!.. demektir. kirâmın ehli eşek eti kaynatmakta olduklarım anlayınca Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) evvelâ o kapların dökülüp kırılmasını emir buyurmuş; sonra bir zât: «Yoksa onları döksünler de yıkasınlar mı?» deyince: «Yahut öyle yapsınlar!» demişti. Bu onun bu meselede ic-tihâd ettiğine hamlolunmuştur. Evvelâ çömleklerin kırılmasına hükmetmiş; sonradan içtihadı değişmiş yahut vahiy gelerek yıkanmasını emir buyurmuştur. ki Hazret-i Âmir kendi kılıcı İle ölünce ashâb onun intihar ettiğini zannederek: «Âmir-in ameli boşa gitti!» demişler. Seleme (radıyallahü anh) amcası hakkında söylenen bu sözden çok müteessir olmuş; meseleyi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e arzetmişti. Aldığı cevap şu oldu: gerçekten İki ecir vardır! O gerçekten câhid mücâhiddir!» Ulemâya göre buradaki iki ecirden biri Allah-a taat uğrunda bütün gücü ile çalışmış olması; diğeri de Allah yolundaki mücâhidliği ve gâzî-liği karşılığı verilmiştir. Yani onlar buradaki «câhid» kelimesini içinde ciddî çalışan mânâsına almış; «mücâhid»! de gazi diye tefsir etmişlerdir. Fahr-i kâinat (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz Hazret-i Âmir hakkındaki sözünü şu cümle ile bitirmiştir: yürüyen onun gibi bir Arap pek az bulunur!» Kâdî Iyâz-la Nevevî-nin beyanlarına göre bu cümledeki «meşâ bihâ» ifâdesi «müşâbihen» şeklinde de rivâyet olunmuştur. Bu takdirde cümlenin mânâsı: «Harbde ve sairede kemal sıfatları hususunda ona benzeyen Arap pek az bulunur!» demek olur.

Kaynak: Sahîh-i Müslim Cihâd Ve Siyer
Konu: Hayber Gazası Bâbı