4882-)
Bize Züheyr b. Harb ile İshâk b. İbrahîm rivâyet ettiler. (İshâk: Bize haber verdi tâbirini kullandı.) Züheyr: Bize Cerîr A-meş-den o da Zeyd b. Vehb-den o da Abdurı-ahmân b. Abdi Rabbil-kâbe-den naklen rivâyet etti dedi. Abdurrahmân Şöyle dedi: girdim. Bir de baktım Abdullah b. Amr b. As Kâtenin gölgesinde oturuyor! İnsanlar başına toplanmışlar: Ben de yanlarına gelerek onu dinlemeye oturdum. Şunları söyledi: Bir seferde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraberdik. Bir menzile indik. Kimimiz çadırını düzeltiyor; Kimimiz ok atma yarışı yapıyor; bâzılarımız da mer-adaki hayvanlarının başında bulunuyordu. Derken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in münâdîsi: Namaza toplan! Diye seslendi. Biz de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına toplandık. Şunları söyledi: benden önce hiç bir peygamber geçmemiştir ki. bildiklerinin hayırlısını ümmetine göstermesi ve bildiklerinin kötüsünden onları sakındırması boynuna borç olmasın! Şüphesiz sîzin şu ümmetinizin afiyeti evveline verilmiştir. Ahirine belâ ve yadırgadıkları bir takım şeyler İsabet edecektir. Bir fitne gelecek ki bazısı bazısını hafifletecek! Öyle fitne gelecek mü-mîn: Bu benim helâkimdir diyecek! Sonra açılacak. Fİtne gelecek mü--mîn: Bu budur diyecek! İmdi kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete sokulmak İsterse ecel! Allah-a ve âhiret gününe îmân etfîği hâlde gelsin. Ve insanlara kendine yapılmasını dilediği şeyi yapsın! Bir kimse bir hükümdara bey-at eder de ona saklayan elini ve kalbinin semeresini verirse elinden geldiği fakdîrde hemen ona itaat etsin! Başka bîri gelir de onunla çekişirse o gelenin boynunu vuruverîn!» Abdullaha yaklaşarak: Allah aşkına! Bunu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den sen mi işittin? Dedim. Bunun üzerine iki eli île kulaklarına ve kalbine uzandı. Ve: onu iki kulağım işitti; kalbını de belledi. Dedi. Ben kendisine: İşte amcan oğlu Muâviye! Bize mallarımızı aramızda bâtılla yememizi ve kendimizi Öldürmemizi emrediyor; halbuki Allah: îmân edenler! Kendi aranızda mallarınızı bâtıla yemeyin! Meğer ki sizin rızanızla bir ticaret ola! Kendinizi de öldürmeyin! Şüphesiz ki Allah size acıyıcıdır." Nisa Sûresi âyet: 29 buyuruyor. Dedim. Biraz sustu. Sonra: Sen ona Allah-a itaat hususunda itaat; Allah-a isyan hususunda da isyan et! Dedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Emirlik
Konu: Halifelerin Beyatına Sıralarına Göre Riayetin Vacib Olması Bâbı