4943-)
Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybe ve İbn Hucr rivâyet ettiler. Lâfız İbn Eyyûb-undur. (Dediler ki): Bize İsmâîl —bu zât İbn Ca-fer’dir— rivâyet etti. ki): Bana Abdullah b. Dînâr haber verdi ki kendisi; Abdullah b. Ömer-i: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e dinleyip itaat şartı ile bey-at ediyorduk. Bize: «Gücünün yettiği hususta» buyururdu; derken işitmiş. hadîsi Buhârî «Ahkâm» bahsinde tahrîc etmiştir. yettiği hususta» mânâsına gelen kelimesi yalnız ile Serahsî’nin rivâyetlerinde burada olduğu gibi müfred zikredilmiştir. Başkalarının rivâyetlerinde «Gücünüzün yettiği hususta» şeklinde cemi- olarak nakledilmiştir. bu kelimeyi müfred mütekellim yânî «gücümün yettiği hususta» mânâsına almış ve şöyle deditir: «Bu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ümmetine olan sonsuz şefekat ve merhametin dendir. Ümmetinden biri takat getiremiyeceği bir bey-atın umûmuna girmesin diye onlara (gücümün yettiği hususta) demeyi öğrenmiştir. Şerîf gücünün yetmeyeceği bir işe özenen kimseye: yapamayacağın işe özenme! demenin caiz olduğuna delildir. Ve mânâ itibarı ile «gücünüzün yeteceği işleri iltizâm edin!» hadîsi gibidir.