4949-)
Bana Züheyr b. Harb rivâyet etti. ki): Bize İsmail (yani İbn Uleyye) rivâyet etti. H. İbn Ebi Ömer de rivâyet etti. ki): Bize Süfyân ile Sekafî rivâyet ettiler. Bunların hepsi Eyyûb-dan rivâyet etmişlerdir. H. İbn Râfî- dahi rivâyet etti. ki): Bize İbn Ebî Füdeyk rivâyet etti. ki): Bize Dahhâk (yani İbn Osman) haber verdi. Bu râvîlerin hepsi Nâfi-den o da İbn Ömer-den o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-den naklen rivâyette bulunmuşlardır. Uleyye ile Sakafi’nin hadîsinde: «Çünkü ben korkarım.» cümlesi Süfyân’la Dahhâk b. Osman-ın hadîslerinde ise: elîne geçer korkusu ile..» ifâdesi vardır. hadîsi Buhârî Ebû Dâvûd ve İbn Mâce «Cihâd» bahsinde tahrîc etmişlerdir. ki Küffâr memleketine mushafla gitmek onun ellerine geçirirler de hürmetini ayaklar altına alırlar korkusundan yasak edilmiştir. Şayet İslâm ordusu muzaffer olarak küfür diyarına girer de Kur-ânı Kerim-i tahkir korkusu olmazsa mushafı oraya götürmekte kerahet kalmaz. İmâm A-zam Buhârî ve diğer bazı ulemânın kavilleri budur. «sahih olan da budur.» diyor. Mâlik-le Şâfiâler-den bir cemaata göre küfür diyarına mushaf götürmek mutlak surette menınû-dur. Şerîf-de beyan edilen illet (yani düşmanın tahkir etmesi korkusu) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e efendimizin sözüdür. Mâlikîler-den bazısı onu İmâm Mâlik-in sözü zannederek hataya düşmüştür. içinde âyet bulunan mektup yazmak bilittifâk caizdir. Bu bâbta delil Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Hirakl-e yazdığı nâmedir. Kâdî Iyâz’ın beyanına göre İmâm Mâlik-le diğer bâzı ulemâ üzerinde besmele yazılı veya Allahü teâlâ zikredilen altı ve gümüş paralan küffara vermek suretile ile muamelede bulunmayı kerih görmüşlerdir.