5339-)
Bize Muhammed b. Müsennâ ile Muhammed b. Hatim dahi rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Yahya —Bu zât Kattan-dir— Tebeydul-lah-dan rivâyet etti. ki): Bize Nâfi- Ibn-i Ömer-den naklen haber verdi. İbn-i Ömer bunu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den başka hiç bir kimseden işittiğimi bilmiyorum. sarhoşluk veren şey şarabdır ve her şarab haramdır.» buyurdular demiş. Hazret-i Âişe rivâyetini Buhârî «Abdest» bahsinde Ebû Dâvud -Tirmizî Nesâî ve İbn-i Mâcc “Kitâbu-l-Eşribe»-de; Ebû Mûsa hadîsini Buhârî «Kitâbu-l-Meğazî»-de; Abdullah b. Ömer hadîsini Buhârî ile Nesâî «Kitâbu-l-Eşribe»-de muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir. şöyle diyor: «Bu hadîsler açık açık gösteriyor ki her sarhoşluk veren içki haramdır. Ve şarabdır. Ulemâmız bütün bu şıralardan yapılan içkilere şarab ismi verileceğine ittifak etmişlerdir. Lâkin ekserisi bunun yalnız üzüm suyu hakkında hakikat diğerlerinde mecaz olduğunu söylemiş. Bir cemâat da hadîslerin zahirine bakarak hakikat olduğunu bildirmişlerdir.» (sallallahü aleyhi ve sellem)-in: veren her içki haramdır.» hadîsi hakkında Hattâbî şöyle bir mütalâa dermeyan etmiştir; «Bu hadîste sarhoşluk veren şeyin azı da çoğu da haram olduğuna delil vardır. Hangi neviden olursa olsun! Çünkü umum sîgasıyle. sarhoşluğu doğuran içkinin cinsine işaret edilmiştir. Bu söz «karın doyuran her yemek helâldir.» demeye benzer. Çünkü mânâsı fiilen doyurmasa bile doyurmak şanından olan her yemek helâldır demektir.» Hattâbî-nin bu mütalâasına karşı allâme Aynî şunları söylüyor: nev-iden olursa olsun sarhoşluk veren içkinin azı da çoğu da haramdır. Sözü her içki hakkında geçerli değildir. Bu söz yalnız şaraba mahsustur. Çünkü İbn-î Abbâs (radıyallahü anh)-dan mevkuf ve merfû- olarak rivâyet edilen bir hadîste: «Muayyen olarak haram kılınan şarabdır. Her içkinin sarhoş edeni de haram kılınmıştır.» denilmektedir ki bu hadis şarabın sarhoş etsin etmesin; azı da çoğu da haram olduğunu başka içkilerin ise ancak sarhoş ettiği zaman haram kılındığını gösterir. Bu meydandadır. Ama Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in «Her sarhoşluk veren içki şarabtır. Ve her sarhoş eden içki haramdır...» buyurduğu rivâyet edilmiştir dersen ben de derim ki: Bu hadîse Yahya b. Maîn tan etmiştir. Sahîh olduğunu teslim etsek bile esah kavle göre İbn-i Ömer-e mevkuftur. Bundan dolayıdır ki Müslim onu zanla rivâyet etmiş: (Ben onu ancak merfû- olarak biliyorum) demiştir. Merfû- olduğunu da teslim etsek hadîsin mânâsı şudur: Çok içildiği zaman sarhoş eden içkinin hükmü şarabın hükmü gibidir. Bal şerbetinden yapılan içkidir. Cevheri bu kelimenin bet- şeklinde de okunduğunu söylemiştir. Yemenliler bunu içer-lermiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e bal şarabının hükmü sorulduğu zaman: veren her içki haramdır.» diye cevap vermesi; O-nun ce-vâmi-ul-kelîm (yani sözü az Özü çok) sözlerinden sayılır. rivâyetlerinden birinde: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e cemâmi-ul-kelîm mühürleriyîe verilmişti» deniliyor. Bundan murad bu az sözlere ifade ettirdiği çok mânâların üzerine sanki mühür vuruyordu da bu mânâlar soranların gözünden kaçmıyordu demektir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in: namazdan sarhoş eden her müskiri yasak ediyorum.» sözünden murad: Sarhoş ettiği İçin namazdan alıkoyan her içkiyi haram ediyorum demektir. (sallallahü aleyhi ve sellem) Ebû Mûsa ile Muâz-a: edin ve kolaylaştırın; öğretin nefret ettirmeyin.» buyurmuştur. Buradaki tebşirden murad hayırlı haber vermektir. Tebşirin zıddı inzardır. Ki o da kötü haber vermek mânâsına gelir. Hadîsten murad: «Halka Allah Taâlânın sevâbını rahmet ve ihsanının genişliğini müjdeleyin. Tehdit ve azab nevilerini sayıp dökerek onları korkutmayın ki yeni müslüman olanlarla bulûğ çağına yaklaşan çocuklar İslama yatışsınlar » Gerçi bir şeyi emir zıddının nehyini icabeder. O halde «Kolaylaştırın» emrinden sonra «Güçleştirmeyin» diye nehiyde bulunmanın ne faydası vardır? gibi bir sual hatıra gelebilrise de. bunun cevâbı şudur: Evvelâ biz bu kaideyi teslim etmiyoruz. Etsek bile burada maksat zınınan anlaşılan bir şeyi te-kid için sarahaten beyândır. Şayet «Kolaylaştırın» diyerek bununla iktifa etseydi; kelime nekre olduğu için bir defa kolaylaştırıp bir daha güçlük çıkaran kimseye uyardı. Fakat «Güçleştir-meyin» deyince bütün hallerde güçlük çıkarmak nefyedilmiş olur. (sallallahü aleyhi ve sellem)-in: kimse şarabı dünyada İçer de ona devam ederek tevbe etmeden ölürse; âhirerfe onu içmez.» hadîs-i şerifi o kimsenin Cennete giremiyeceğinden kinayedir. Çünkü cennete giren cennet şarabından içecektir. Şu halde hadîs-i şerîf müstehil ile tevil edilir. Yani Ömrü sarhoşlukla geçip de tevbe etmeden ölen kimsenin cennete girmesi imkânsızdır. Yahut günahları affedilip cennete girse bile cennetin şarabını canı çekmez mânâsına gelir. «El-Mebârik» nâm eserde: «Denildi ki: Böylesi cennet şarabını arzu etmeyi unutmak; yahut unutmasa bile arzu etmemek suretiyle hakikatte mahrum bırakılacaktır. Bu ise cennet nimetlerinin en şereflisinden mahrum kalmak demek olacağından büyük bir eksikliktir.» deniliyor.
Kaynak: Sahîh-i Müslim İçkiler
Konu: Her Sarhoşluk Veren Şeyin Şarab Ve Her Şarabın Haram Olduğunu Beyan Bâbı