5622-)
Bize Yahya b. Yahya da rivâyet etti. ki) ; Füze Ebû Hayseme Ebû-z-Zübeyr-den o da Câbir-den naiklen rivâyet etti. Câbir Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: Yahut Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-i şöyle buyururken işittim: potin bağı koparsa —yâhut bir kimsenin ayakkabı bağı koparsa— o bağı İslah etmedikçe bir ayakkabı içinde yürümesin! Bir tek mest içinde de yürümesin! Sol eliyle yemesin! Bir elbiseye büründügü halde ayaklarını dikerek oturmasın! Ve bir elbiseye sırılsıklam sarılmasın.» elle yemenin ve bir ayakkabı ile yürümenin hükümlerini az vukarda gördük. sarılmak diye terceme ettiğimiz «iştimâl-ı sammâ» tâbirine gelince: Esmaî bunu şöyle tarif etmiştir: «îştimâl-i sanıma» bir elbisenin içine bütün cesedini kaplayacak hattâ elini çıkaracak yer bile kalmayacak derecede sarılmaktır. «İbn Kuteybe: -«Buna Sammâ- denilmesi bütün menfezleri tıkayıp içinde çatlak ve yarık bulunmayan sert kaya gibi olduğundandır.» diyor. Ubeyd de şunları söylemiştir: «Fukaha ise şöyle derler: İstimali Sammâ- üzerinde başka bir şey olmamak şartıyle tek bir elbiseye sarılarak bir ucunu omuzuna kaldırmaktır.» ehl-i lügatin tefsirine göre bu şekilde sarılmanın mekruh olduğunu söylemişlerdir. Çünkü gelen bir zararı sinek ve böcek gibi şeyleri o haliyle def etmek güç olur. Fukahanın tefsirine göre ise avret mahalli açılacak şekilde sarılmışsa haram aksı takdirde mekruh olur. Baldırlarını dikip oturmak ve dizleri üzerine bir şey örtmektir. Bu şekil oturuşa hubve ve hıbve de denilir ki. umumi yerlerde Arabların âdeti bu idi. Bunun hükmü dahi avret yeri açılırsa haram olmasıdır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Elbise Ve Zinet
Konu: Sırılsıklam Sarılıp Bürünmekten Ve Bir Elbise İçinde Ayaklarını Dikip Oturmaktan Nehiy Bâbı