5822-)
Bize Muhammed b. Ubeyd El-Ğuberî rivâyet etti. ki): Bizt Hammâd b. Zeyd Eyyûb-dan o da İbn Ebî Müleyke-den naklen rivâyet etti ki Esma şöyle dedi: Zübeyr-in ev hizmetini görüyordum. Bir atı vardı. Ona bakıyordum. Ama bana at bakıcılığından daha güç bir hizmet yoktu. Ona ot veriyor tımarını yapıyor ve bakıyordum. Râvi diyor ki: Sonra Esmâ-ya bir hizmetçi isabet etti. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e esirler geldi de ona da bir hizmetçi verdi. Esma ki: Artık bu hizmetçi beni at bakıcılığından kurtardı. Zübeyr-in nafaka işini de üzerimden attı. bir adam geldi. Ve: Ey Ümme Abdillah! Ben fakir bir adamım senin evinin gölgesinde mal satmak istiyorum dedi. Esma (ona): Ben sana müsaade edersem Zübeyr buna razı olmaz. İmdi sen gel de bunu benden Zübeyr-in gözünün Önünde iste! demiş. Arkaciğından adam gelerek: Ey Ümmü Abdillah! Ben fakir bir adamım senin evinin gölgesinde mal satmak istiyorum demiş. Esma: Medine-de benim evimden haşka bir yer bulamadın mı? demiş. Bunun üzerine Zübeyr ona: Sana ne oluyor ki fakir bir adama (malını) satmağa mâni oluyorsun demiş. Artık (adamcağız) kazanmaya başlayıncaya kadar (orada mal) satmış. (Esma diyor ki): Ben bu cariyeyi ona sattım parası kucağımda iken Zübeyr yanıma girdi. Ve: Onu bana hibe et dedi. Ben onu tasadduk ettim dedim. hadîsi Buhârî «Humus» ve «Nikâh» bahislerinde; Nesâî «İşrâtü-n-Nisâ»-da tahrîc etmişlerdir. Aslında altın ve gümüş gibi milk edinilen şeylerdir. Sonra mitk edinilen her şeye ıtlak edilmiştir. Arablarca ekseriyetle maldan deve kas-dedilir. Çünkü onların en kıymetli malı devedir. Esma-nın saydığı hizmetler hakkında Nevevî şunları söylemiştir: «Bütün bunlar iyilikten ve insanların alışageldiği mürüvvetlerden sayılırlar. Kadın bu sayılan hususâtta kocasına hizmet eder. Ekmek yapar; yiyecek pişirir çamaşır yıkar ve Hiğer işleri görür. Bunların hepsi kadın tarafından bir teberru- ve kocasına bir iyiliktir. Ama bunlardan hiç biri kadına vâcib değildir. Hattâ hiç birin yapmasa günahkâr olmaz. Bu işlerin hepsini kocasının görmesi iâzım gelir. Hiç biri hakkında kadını ilzam ve mecbur etmesi helâl olamaz. Kndın bunları ancak ve ancak bir teberru olarak yapar ki: Güzel bir âdettir. İslâmın ilk zamanlarından bugüne kadar kadınlar bu âdet üzere devam edegelmişlerdir. Kadına ancak iki şey vâcib olur. Kendini kocasına temkin ve teslimi bir de onun evinden ayrılmaması.» ıh: Deveyi çöktürmek için söylenen bir söz olup ism-i fiildir. (sallallahü aleyhi ve sellem)-in Hazret-i Zübeyr-e parselleyip verdiği yer Benî Nâdir kabilesinden kalan ganimetlerden olup Medîne-ye üçte iki fersah yani aşağı yukarı yedi sekiz kilometre mesafede idi. Bu yeri ona Medîne-ye gelişinin ilk günlerinde vermişti. bir rivâyetinde Hazret-i Esma-ya babası Ebû Bekr tarafından hizmetçi bir câriye gönderildiği diğer rivâyetinde ise cariyeyi ona Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in verdiği bildiriliyor. Bu iki rivâyetin arası şöyle bulunmuştur. Câriye esirler arasında Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e getirilmiş. O da onu Hazret-i Esma-ya verilmek üzere babası Ebû Bekr-e teslim etmiştir. Böylece cariyeyi ona Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) verdi demek mümkün olmuştur. Hazret-i Zübeyr-in: Vallahi başının üzerinde hurma çekirdeğini taşıman onunla beraber binmenden daha güçtür sözünün mânâsı: Seni hurma çekirdeği ta-Sirken görenler cimri ve bayağı sanırlar. Bu ise Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-in terkisine binmekten daha güç ve ağır bir şeydir. Çünkü sen Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in mahremlerinden onun zevcesi Âişe-nin kız kardeşisin demektir. Bir de bu hâdisenin kadınlara tesettür farz kılınmazdan önce geçmiş olması muhtemeldir. Esma-nın bunca hizmetlere sabru tahammül göstermesi kocası Zübeyr ile babası Ebû Bekr-in bu bâbda bir şey demeyip sükût etmeleri cihâd vesâir işlerle meşgul oldukları içindir. Bu gibi mühim işlerden vakit bulup da evlerine bakamıyorlardı.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Selâm
Konu: Ecnebi Bir Kadın Yolda Kötürümlediği Vakit Onu Hayvanın Terkisine Almanın Cevazı Bâbı