5936-)
Bana Züheyr b. Harb rivâyet etti. ki): Bize Yezîd b. Harun rivâyet etti. ki): Bize Hişâm b. Hassan Muhammed b. Sîrin-den o da Ebû Hüreyre-den naklen haber verdi. Şöyle dedi: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): buluşması baykuş ve teşe-üm yoktur. Ama güzel falı severim.» buyurdular. rivâyetleri Buhârî «Kitâbü-t-Tıb»-da tahric etmiştir. yukarda da görüldüğü gibi tetayyur teşe-üm yani uğursuzluğa ve kötüye yormağa de lir. Esas itibariyle teşe-üm söz fiil veya görülen bir şeyin kötüsü sevilmeyeni mânâsına gelir. Arablar kuşları ve geyikleri ürkütürler hayvan sağ tarafa giderse onunla tefaerrük eder işlerine güçlerine veya yolların; devam ederler sol tarafa giderse yapacakları şeyden dönerler teşe-ümde yani uğursuzluk yorumunda bulunurlardı. Bu suretle birçok zamanlar yapa -akları işlerden geri kalırlardı. Şeriat bunu yıkmış men etmiş zarar veya fayda hususunda hiçbir tesiri olmadığını haber vermiştir. İşte teşe-üm yoktur hadîsinin mânâsı budur. Başka bir hadîste ; şirkdir.» buyurulmuştur. Yani teşe-ümün fayda veya zarar verdiğine inanmak şirktir demektir. Çünkü eanitiyyet devri Arabları teşe-ümün tesirine inanırlardı. Bu şirktir. gelince: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu iyi söz güzel söz diye tefsir buyurmuştur. Ulemânın beyânına göre fal hem sevindirici hem üzücü hususata olabilirse de ekseriyetle sevinçte kullanılır. Teşe-ümse sadece üzücü ve kötü hususatia olur. Yalnız mecazen bazı yerlerde sevinç mânâsında kullanılır. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in falı sevmesi netice itibariyle Allahü teâlâ-dan bir hayır ve fâide ummayı gösterdiği içindir. Çünkü insan kuvvetli veya zayıf bir sebepten dolayı Allah-tan bir fâide beklerse ümit cihetinde hatâ etmiş bile olsa onun bu bekleyişi hayırdır. Fakat Allah-tan tamamiyle ümidini keserse bu kendisi için şer olur. Teşe-ümde suizan ve belâyı beklemek vardır. Meselâ; bacasına baykuş konan adam hanesinden birinin öleceği zannına kapılır ve artık onu için için bekler durur. Falın misâli hastası olan bir kimsenin dışardan birinin: Ey salim sözünü işiterek hayra yorması inşaallah bizim hasta da selâmete erer demesi yahut ihtiyaç sahibi birinin dışardan bulan mânâsına gelen (Yâ Vâcid) sözünü işiterek hayra yorması ve içinden inşaallah aradığını buluyorum demesidir. Buradaki faldan anlaşılan yalnız budur. Yani bir işi hayra yormaktır. Fal denilince zamanımızda her yerde âdet olan avuca bakmak tasa bakmak kahve fincanına bakmak veya bu işi sanat edinen falcılara müracaat ederek işlerinin iyi gidip gitmeyeceğine baktırmak gibi hurafeler fal değil doğrudan doğruya kehânete dâhildir. Bunlara inanmak da küfürdür. Bu batıl itikad bazı çevrelerde o kadar rağbet görmüştür ki: «Fala inanma! Fakat falsız da kalma!» sözü darb-ı mesel olmuştur. Bu hususa din kardeşlerimizin nazarı dikkatlerini celbederiz.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Selâm
Konu: Teşe’üm Fal Ve Kendisinde Uğursusuzluk Olan Şey Bâbı