5948-)
Bize bu hadîsi İshâk b. İbrâhim El-Hanzelî dahi rivâyet etti. ki): Bize Abdullah b. Haris İbn Cüreyc-den naklen haber verdi. ki): Bana Ebû-z-Zübeyr haber verdi. Kendisi Câbir-i Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-den naklen haber verirken işitmiş: bir şeyde (uğursuzluk) varsa (o da) hanede hizmetçide ve attadır.» buyurmuşlar. rivâyetlerden İbn Ömer "hadîsini Buhârî «Küâbü-t-Tİb»-da Sehl hadîsini «Cihad» ve «Siyer» bahsinde; aynı hadîsi Nesâî «İşrâtü-n-NisâVda tahrîc etmişlerdir. bu rivâyetlerde bildirilen üç şeyde uğursuzluk olup olmadığında ihtilâf etmişlerdir. İmâm Mâlik ile bir cemaata göre rivâyetlerden murad: Zahirî mânâlardır. Allahü teâlâ evi zarar veya ölüme sebep halkeder. Muayyen bir kadın ve at yahut hizmetçi de Allah-ın kaza ve kaderiyle bazan helâke sebep olabilir. Hadîsin mânâsı: Bazan bu üç şeyde uğursuzluk hâsıl olur demektir. Hattâbî ile diğer birçok ulemâ bu rivâyetlerdeki üç şeyin memnu olan teşe-ümden istisna edildiğine kail olmuşlardır. Yani teşe-üm yasaktır. Yalnız içinde oturmaktan hoşlanmadığı ev beraberce yaşamaktan hoşlanmadığı kadın veya hoşlanmadığı at hizmetçi gibi şeyler olursa bunlardan ayrılsın demektir. Bazıları: «Evin uğursuzluğu; darlığı ve komşularının kötülüğünden ibarettir. Kadının uğursuzluğu doğurmaması gevezeliği ve şüpheli işler yapmasıdır. Atın uğursuzluğu üzerinde harb edilememesi yahut fiatının pahalılığı; hizmetçinin uğursuzluğu ise kötü ahlâklı olması kendisine ısmarlanan şeylere kulak asınaması gibi şeylerdir.» demişlerdir. diyor ki: «Bu babda sahîh olan mânâ: Teşe-ümün bütün nevileriyle nefiy ve iptal edilmesidir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) in: «Teşe-üm yoktur.» buyurduktan sonra . «Uğursuzluk üç şeydedir.» buyurması câhiliyyet devrinin itikadını hikâyedir. Çünkü o devirde Arablar bu üç şeyde uğursuzluk olduğuna inanırlardı. Yoksa bu hadîs müslümanlarm îtikadınca da bu üç şeyde uğursuzluk vardır mânâsını ifâde etmeze rivâyetlerin bâzısında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in: uğursuzluk nâmına bir şey varsa (bu) atta kadında ve evdedir.» buyurmuş olması bizce bu babdaki ihtilâfa meydan vermeyecek kadar açıktır. Çünkü hadîsin mânâsı şudur: Eğer uğursuzluk nâmına bir şey sabit olsaydı şu üç şeyde sabit olurdu. Lâkin uğursuzluk nâmına bir şey sabit olmamıştır. Binâenaleyh bunlarda da uğursuzluk yoktur. Âişe-nin bu hadîsi işittiği vakit kızdığı ve üzerinden bir elbise parçasının havaya uçtuğu diğer bir parçasının da yere düştüğü rivâyet olunur. Âişe (radıyallahü anha) yemin ederek şunları söylemiştir; Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’e indiren Allah-a yemin olsun ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu sözleri asla söylememiştir. O ancak câhiliyyet devri insanlarının bunlardan teşe-üm ederdiklerini söylemiştir.» Iyâz’ın beyânına göre bu babda ulemâdan Bazıları şunları söylemiştir: «Hadîslerde geçen bu kısımlar bir araya getirilirse üç-nevi hâsıl olur. Birincisi: Zarar kendisiyle hâsıl olmayan ve âmmenin hâssanın âdetini de teşkil etmeyen kısım ki buna iltifat edilmez. Şeriat da buna kıymet vermeyi yasak etmiştir. Bu tıyera yani teşe-ümdür. İkincisi: Nadiren vuku bulan ve umumî zarara sebep olan kısımdır. Taun gibi. Onun bulunduğu yere gidilmez ve o yerden çıkılmaz. Üçüncüsü hususîdir. Ev at ve kadın gibi. Ki: Böylelerinden kaçmak mubahtır.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim Selâm
Konu: Teşe’üm Fal Ve Kendisinde Uğursusuzluk Olan Şey Bâbı