Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Ebû Bekri Sıddıki Radıyallahü Anh’in Faziletlerinden Bir Bab

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:31    Güncellendi: 5.02.2025 19:31
6319-) Bana Züheyr b. Harb ile Abd b. Humeyd ve Abdullah b. Abdirrahman Ed-Dârimî rivâyet ettiler. Abdullah: Ahberana; ötekiler ise Haddesenâ tâbirlerini kullandılar. (Dediler ki): Bize Habbân b. Hilal rivâyet etti. ki): Bize Hemmâm rivâyet etti. ki): Bize Sabit rivâyet etti. ki): Bize Enes b. Mâlik rivâyet etti. Ona da Ebû Bekr-i Siddîk rivâyet etmiş. Ebû Bekr Şöyle dedi: Biz mağarada iken başlarımızın üzerinde müşriklerin ayaklarını gördüm. Ve: Ya Resûlallah! Birisi ayaklarına baksa; ayaklarının altında bizi görecek! dedim. Ebâ Bekr üçüncüsü Allah olan iki kişiyi sen ne zannediyorsun!» buyurdular. hadîsi Buhârî «Kitâbu-Fadâili-Eshab» ile «Hicret bahsinden; Tirmizî «Tefsîr»-de tahric etmişlerdir. kişiden murad Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) île Hazret-i Ebû Bekr üçüncüsü de Allah-ın kudret ve yardımıdır. Hadîsin bir rivâyetinde: yâ Ebâ Bekir! iki kişi; üçüncüsü Allah!» buyurulmuştur. Bu hadîsin mübtedası mahzufdur. Cümle: Biz iki kişiyiz Allah bu iki kişiye yardımcıdır takdirindedir. Ebû Abdullah El-Mâziri diyor ki: «Ulernâ sahabenin birbirlerinden üstün çıkarılması hususunda ihtilâf etmişlerdir. Bir taife: Biz fark yapmayız bilâkis bundan çekiniriz demiş; cumhûr farka kail olmuşlardır. Sonra ihtilâf etmişler; Ehl-i Sünnet: Sahabenin efdali Ebû Bekr-i Sıddîk-dir demiş; Hattâbî-ye onların efdali Ömer b. Hattâb-dır iddiasında bulunmuş; Kâvendiyye fırkası Abbâs-in hepsinden efdal olduğunu söylemiş Şîiler ise bunun Hazret-i Ali olduğuna kail olmuşlardır. Ehl-i sünnet sahabenin en faziletlisi Ebû Bekr ondan sonra Ömer olduğuna ittifak etmiş; bunların cumhûru ondan sonra Osman daha sonra Ali geldiğini söylemişlerdir. Küfe-li bâzı ehl-i sünnet âlimleri Ali-nin Osman-dan önce geldiğini söylemişlerse de sahîh ve meşhur olan Osman-in Ali-den efdal sayılmasıdır.» Ebû Mansûr Bağdadî diyor ki: «Ulemâmız bu tertib üzere dört halifenin sahabenin en faziletlileri olduğuna sonra cennetle müjdelenen on kişi sonra Bedir gazileri sonra Uhud gazileri sonra Bey-ati Rıdvan-da bulunanlarla ensardan her iki Akebe bey-atında bulunan meziyet sahipleri ve keza sabikûnu evvelûn geldiğine icma etmişlerdir. Sabikûnu evvelûndan murad nü Müseyyeb ile bir taifeye göre iki kıbleye doğru namaz kılmış olanlardır. Şa-bi-nin kavline göre Bey-atü-r-Rıdvân-da bulunanlar Atâ ile Muhammed b. Ka-b-a göre de Bedir gazileridir.» Iyâz’ın beyânına göre içlerinde İbn Abdil -Berr de bulunan bir takım ulemâ Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hayatında vefat eden ashabın onun hayatından sonra sağ kalanlardan daha faziletli olduğunu söylemişlerdir. Fakat mutlak olan bu söz kabul görmemiştir. Bu farkın kat-î olup olmadığında hem zahire hem bâtına göre mi yoksa sadece zahire göre mi olduğunda ulemâ ihtilâf etmişlerdir. İmâm Ebû-l-Hasen El-Eş-arî kat-î olduğunu söylemiştir. «Bunlar fazilet hususunda da halifelikleri tertibine göredir.» demiştir. Ebû Bekri Bakıllânî ise bu farkın kat-î değil zannî ve içtihadı olduğunu söylemiş ulemanın bu fark hususundaki ihtilâfını zikretmiştir. Hazret-i Âişe ile Hazret-i Hatice-nin ve keza Âişe ile Fâtma (radıyallahü anh)’nın hangisi efdal olduğunda da ihtilâf etmişlerdir. diyor ki: «Osman (radıyallahü anh)’in halifeliği bilicma sahihtir. O mazlum -olarak şehid edilmiş kendisini bir takım fasıklar öldürmüşlerdir. Ashâb-ı kirâm-dan onu öldürmeye iştirak eden yoktur. Onu el-ayak takımı ve kabilelerin en adî ve sefilleri öldürmüşler Ashâb-ı kirâmın mevcut olanları bunları defetmekten âciz kalmışlardır. Nihayet reziller gurubu onu muhasara ederek öldürmüşlerdir. (radıyallahü anh)-a gelince onun hilâfeti bilicma sahihtir. Kendi zamanında Halife o idi. Başkasının hilâfet hakkı yoktu. (radıyallahü anh) ise âdil fâzıl ve necib Ashâb-ı kirâm-dandır. biten harplere gelince: Bu harpler sebebiyle her taifede bir şüphe hâsıl olmuştu ki bu şüphe sebebiyle her taife kendinin doğru hareket ettiğine inanıyordu. Ashabın hepsi âdildirler. Allah-onlardan razı olsun. Harblerinde ve sâirede ise tevilcidirler. Bu te-vilcilik onlardan hiç birini adaletten çıkarmamıştır. Çünkü onlar müctahiddirler. İctihadi bir takım meselelerde ihtilâf etmişlerdir. Nitekim onlardan sonra gelen müctehidler de kan ve şâire meselelerinde ihtilâf etmişlerdir. Bundan onlardan herhangi birinin eksik taraflı olması lâzım gelmez. ol ki bu harblerin sebebi dâvaların şiddetle birbirine benzer olmasıdır. Bundan dolayı ashabın icühadları muhtelif olmuş kendileri üç kısma ayrılmışlardır. kısma göre ictihad sayesinde hakkın bu tarafda olduğu muhalifinin âsî sayıldığı anlaşılmıştır. Bunların itikadına göre âsî ve bâği olan muhalifle harbetmek vâcibdir. Onlar da bunu yapmıştır... kısım birincilerin tam aksinedir. Onlar da ictihad sayesinde hakkın karşı tarafda olduğunu anlamışlardır. Binâenaleyh o tarafa yardım etmek vâcibdir. kısım hiç bir tarafı tercih edemeyip hayrette kalanlar ve ne hüküm vereceğini bilemeyenlerdir. Bunlar her iki fırkadan uzak kalmışlardır. Bu hareket onlar hakkında vâcibdir. Çünkü: Bir müslümanın ölümü hakettiği anlaşılmadıkça üzerine hücum etmek helâl değildir. Bunlar iki tarafdan birinin tercih edileceğini ve hakkın onunla olduğunu anlasalar yardımdan geri kalmaları caiz olmazdı. Binâenaleyh hepsi mazurdurlar Allah kendilerinden razı olsun. Bundan dolayıdır ki Ehl-i Hak ve icmâına îtimad olunan ulemâ bu zevatın şahitliklerinin ve rivâyetlerinin kabulüne adaletlerinin kemâline ittifak etmişlerdir. şerîf Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimizin bu kadar tehlikeli bir anda bile sonsuz tevekkül sahibi olduğuna ve Hazret-i Ebû Bekr-in faziletine delildir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim Sahabe-nin Faziletleri
Konu: Ebû Bekri Sıddıki Radıyallahü Anh’in Faziletlerinden Bir Bab