6377-)
Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti. ki): Bize Hatim (yani İbn İsmail) Yezîd b. Ebi Ubeyd-den o da Seleme b. Ekva- dan naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Hayber-de Ali Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-den geri kalmıştı. Gözleri ağırıyordu. Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den geri mi kalacağım dedi. Ve Ali hemen yola çıkarak Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e yetişti. Sabahında Allah-ın fethi müyesser kıldığı gecenin akşamı olunca Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): sancağı mutlaka vereceğim yahut bu sancağı yarın mutlaka Allah-ın ve Resûlünün sevdiği bir adam alacaktır. Veya Allah-ı ve Resûlünü seven bir adam alacaktır. Allah ona fethi müyesser kılacaktır.» buyurdu de ne görelim bu zât Ali imiş. Halbuki biz onu ummuyorduk. Ashab r İşte Ali! dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de sancağı ona verdi. Ve Allah fethi ona müyesser kıldı. hadîsi Buhârî «Cihâd» bahsinde tahric etmiştir. gazası hicretin yedinci senesinde vuku bulmuştur. İbn İshâk-ın Hazret-i Amr b. Ekvâ-dan rivâyet ettiği bir hadîse göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Ebû Bekr-i Hayber karalarından birine göndermiş: Ebû Bekir (radıyallahü anh) yahu-dileri hayli sıkıştırmış ise de kal-a fethedilemeden dönmüş. Ertesi gün Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Ömer-i göndermiş Yahûdi-lerle o da harbetmiş fakat kal-a yine alınamamış. Nihayet Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): bu sancağı Allah-ın ve Resûlünün sevdiği bir adama vereceğim... ilâh» buyurarak sancağı Hazret-i Ali’ye vermiş ve fetih onun eliyle müyesser olmuştur. İbn İshâk-ın beyânına göre Hayber-in ilk fethedilen kal-ası Nâim-dir. Mahmud b. Seleme orada şehid edilmiş kal-adan üzerine bir değirmen taşı atılmıştır. Ömer-in kumandan olmayı ancak o gün diledim demesi bu kumandanlık Allah-ın ve Resûlünün muhabbetlerine delâlet ettiği ve kal-a o kumandanın eliyle fethedileceği içindir. göre: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Hazret-i Ali’ye: emrini vermesinin iki veçhe ihtimâli vardır. Birinci veçhe göre bu sözden zahiri mânâsı kastedilmiştir. Yani sağa sola bakınmadan dosdoğru git demektir. İkinci ihtimale göre bu sözden murad harbe atılmak ve koşmaktır. Hazret-i Ali onu birinci mânâya hamletmiş; icab ettiği halde gözüyle bakınmamıştır. Bazılarına göre ihtimal buradaki emirden murad: «Düşmanınla karşılaştıktan sonra kal-ayı fethedineeye kadar oradan ayrılma» demektir. renkli develer Arablann en kıymetli malları idi. Bir şeyin nefasetini bildirmek için bunları misal gösterirlerdi. Yerinde de görüldüğü vecihle âhiret umurunu dünya işlerine benzetmek sadece zihinlere mânâyı yerleştirmek içindir. Yoksa baki olan âhiret nimetlerinin zerresi dünyalardan daha hayırlıdır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Sahabe-nin Faziletleri
Konu: Ali B. Ebi Talib Radıyallahü Anh’ın Faziletlerine Dair Bir Bab