Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Ali B. Ebi Talib Radıyallahü Anh’ın Faziletlerine Dair Bir Bab

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:31    Güncellendi: 5.02.2025 19:31
6381-) Bize Muhammed b. Bekkâr b. Reyyân rivâyet etti. ki): Bize Hassan (yani İbn İbrahim) Saîd-den (bu zat İbn Mesruk-dur) o da Yezid b. Hayyan-dan o da Zeyd b. Erkam-dan naklen rivâyet etti. Zeyd Şöyle dedi ; Onun yanına girdik ve kendisine: Gerçekten sen çok hayır gördün. Gerçekten Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sohbetinde bulundun ve arkasında namaz kıldın... dedik. râvi hadîsi Ebû Hayyan’ın hadîsi gibi nakletmiştir. Yalnız o Şöyle demiştir: «Dikkat edin ben sizin aranızda iki ağır yük bırakıyorum. Bunların biri Allah (azze ve celle)’nin kitabıdır. O Allah-ın ipidir. Her kim ona tâbi olursa doğru yolda ve kim terkederse delâlette olur.» Bu hadîsde şu ibare de vardır: «Bunun üzerine biz: Onun ehl-i beyti kimlerdir? Kadınları mı? dedik. Zeyd: Hayır! Allah-a yemin olsun! Hakikaten kadın zamanın bir kısmında erkekle beraber olur. Sonra onu boşar da kadın babasına ve kavmine döner. Onun ehl-i beyti aslı ve ondan sonra sadakadan mahrum olan asabesidir.» dedi.» (sallallahü aleyhi ve sellem)-in Kitabullah ile ehl-i beyti hakkında iki ağır yük tâbirini kullanması bunların sânı ve ehemmiyeti büyük olduğu içindir Bazı ulemâya göre bu hususdaki amel ağır olduğu için bu tâbiri kullanmıştır. murad zekâttır. Hanedan yani şerefli bir sülâlenin fertleri demektir. Ulemâ Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sülâlesinden kimlerin zekât alamı-yacakları hususunda ihtilâf etmişlerdir. Hanefîler-le Şafiîler-e göre bu hadîsde zikri geçen Benî Hâşim-e yani Hazret-i Ali Akîl Ca-fer ve Abbâs (radıyallahü anh) sülâlelerine ve onların azatlılarına zekât-verilemez. Mâlik yalnız Benî Hâşim-e zekât verilemiyeceğine kail olmuş bir takımları da bütün Kureyş‘e zekât verîlemiyeceğini söylemişlerdir. Bu hadîsde Hazret-iZeyd-in Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kadınlarını ehl-i beytinden saymaması bütün Kureyş kabilesini ehl-i beyt kabul edenlerin sözünü iptal İçindir. Filhakika ezvâcı tahirat arasında Âişe Hafsa Ümmü Seleme Sevde ve Ümmü Habîbe (radıyallahü anh) gibi Kureyş-e mensub kadınlar vardı. Zeyd-in buradaki iki rivâyeti zahiren birbirine zıt görünmektedir. Çünkü birinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zevcelerini ehl-i beytinden saymış diğerinde saymamıştır. Müslim-den başkalarının rivâyetlerinde Hazret-i Zeyd ekseriyetle ezvâcı tahiratın ehl-i beytten olmadıklarını söylemiştir. Şu halde birinci rivâyetin te-vili gerekir ve: «Burada kadınlarının ehl-i beyti sayılması onunla beraber yaşayıp nafakalarım verdiği onlara hürmet ve ikramda bulunmayı emir buyruduğu içindir. Yoksa onlar sadaka almak kendilerine haram olan ehl-i beytte dâhil değildirler» denir. Nitekim birinci rivâyette Hazret-i Zeyd: «Kadınları ehl-i beytindendîr. Lâkin onun ehl-i beyti kendilerine zekât almak haram olanlardır.» diyerek buna işaret etmiştir. Allah-ın ipi demektir. Burada ondan murad Allah-a verilen ahd ve sözdür. Bir takımları Allah-ın rızası ile rahmetine götüren sebepdir demiş; daha başkaları bunun hidayet nuru olduğunu söylemişlerdir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim Sahabe-nin Faziletleri
Konu: Ali B. Ebi Talib Radıyallahü Anh’ın Faziletlerine Dair Bir Bab