6464-)
Bu hadîsi bana Ma-n-Er-Rakâşî de rivâyet etti. ki): Bize Vehb (yani İbn Cerir) babasından rivâyet etti. ki): Nu-mân-i (yani İbn Râşid-i) Zührî-den bu isnadla bu hadîsin benzerini rivâyet ederken dinledim. hadîsi Buhârî «Kitâbu Fartü-l-Humûs»-de tahric etmiştir. Et parçası demektir. Mudğa da aynı mânâya gelir. beyânlarına göre bu hadîsde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e her ne suretle olursa olsun eziyet vermenin haram olduğuna delil vardır. Velev ki; eziyet aslı mubah olan bir şeyden gelsin bu husus-da başkaları ona kıyas edilemez. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): bir helâli haram kilamam...» buyurarak Ebû Cehl-in kızının Hazret-i Ali-ye mubah olduğunu bildirmiş. Ancak kendi kızıyle onun bir nikâh altında toplanmalarını iki illetten dolayı yasak etmiştir. Bunlardan biri bu nikâhın kızı Fâtıme-ye eziyet vermesidir. Bu takdirde kendisi de eziyet duyacak ve ona eziyet veren helâk olacaktır. îşte Hazret-i Ali ile Fâtıme (radıyallahü anh)-ya karşı beslediği sonsuz şefkatten dolayı bundan men etmiştir. İkinci illet kıskançlık dolayısıyle Hazret-i Fâtıme-nin fitneye duçar olmasından duyduğu endişedir. Ulemâdan bazıları; (sallallahü aleyhi ve sellem)’in muradı Ebû Cehl-in kızı ile Fâtıme-nin bir nikâh altında toplanmalarını yasaklamak değildir. O sadece Allah-ın lütfü ile bunların bir araya gelemeyeceklerini bildirmiştir.» demişlerdir. İhtimal ki Allahü teâlâ Peygamberinin kızı ile Adüvvullah-ın kızının bir nikâh altında toplanmalarını haram kılmış da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) burada onu haber vermiştir. Bu takdirde bu mes-ele de nikâhı haram olan kadınlar faslına dâhil olur. b. Rabî- Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in damadı idi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona Mekke-de iken büyük kızı Zeyneb (radıyallahü anh)-yi nikahlamıştı. Ebû-l-Âs ahlâkı ve muaşereti güzel özü-sözü doğru bir zât idi. Kureyş bu evlenmeye karşı çıkmış Hazret-i Zeyneb-i boşamasını istemişlerse de -o buna razı olmamış; bu suretle Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-i memnun etmişti. Bilâhare Bedir gazasında müslümanların eline esir düştü. Hazret-i Zeyneb annesinin kendisine düğün hediyesi olarak verdiği gerdanlığını fidye olmak üzere Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-e gönderdi. Bu hediyye başta Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) olmak üzere bütün ashâb-ı kirâmı ağlattı. Hediyeyi sahibine iade ettiler ve Ebû-l -Âs-i da serbest bıraktılar. Birkaç zaman sonra Mekke-deki işlerini tasviye eden Ebû-l-Âs (radıyallahü anh) müslüman olarak Medîne-ye hicret etti.