Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Ebû Zer Radıyallahu Anhın Faziletlerinden Bir Bab

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:31    Güncellendi: 5.02.2025 19:31
6513-) Bize Heddâb b. Hâlid-El-Ezdî rivâyet etti. ki): Bize Süleyman b. Muğîre rivâyet etti. ki): Bize Humeyd b. Hilâl Abdullah b. Sâmid’den naklen haber verdi. ki): «Ebû Zer şunları söyledi: Kavmimiz Gıfâr’ın arasından çıktık. Onlar haram ayı helâl yapıyorlardı. Ben kardeşim Üneys ve annemiz (birlikte) çıktık. Ve bir dayımıza misafir olduk. Dayımız bize ikram ve ihsanda bulundu. Derken kavmi tize hased ederek: Sen ailenin yanından çıktığın vakit Üneys onlara muhalefet etti dediler. Sonra dayımız geldi. Ve kendisine söyleneni bize ifşa etti. Ben de: Bize geçen iyiliğin yok mu onu muhakkak surette berbad ettin. Bundan sonra sana yaklaşmak yok dedim. Hemen develerimizi yanaştır dik ve üzerlerine bindik. Dayımız elbisesine sarınarak ağlamağa başladı. Biz yolumuza devam ettik. Nihayet Mekke kenarına indik. Derken Üneys bizim develerimizle onların misli develer nâmına şiir yarışma girdi. Ve her iki taraf kâhine gittiler. O Üneys-i daha hayırlı bulmuş. Bunun üzerine Üneys yanımıza develerimizle bir misli de beraberlerinde olduğu halde geldi. Ebû Zer: Ey kardeşim oğlu! Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e kavuşmamdan üç sene önce namaz kıldım dedi. Kime? diye sordum. Allah-a! dedi. Nereye doğru dönüyorsun? dedim. Rabbim beni nereye çevirirse oraya doğru! Yatsıyı kılıyorum gecenin sonu geldi mi tâ güneş üzerime vuruncaya kadar bir örtü gibi seriliyorum dedi. dedi ki: Benim Mekke-de bir hacetim var. Bana baş göz ol! Müteakiben Üneys yola düştü. Nihayet Mekke-ye varmış. Tanıma dönmekte biraz gecikti. Sonra geldi. Ne yaptın? dedim. Mekke-de senin dininde bir adama rastladım. Kendisini Allah gönderdiğini söylüyor dedi. Ya Halk ne söylüyor? diye sordum. Şâir kâhin sihirbaz diyorlar cevâbını verdi. Üneys de şâirlerden biriydi. dedi ki: Ben gerçekten kâhinlerin sözünü dinledim ama onunki kâhinlerin sözü değil. Onun sözünü şâir nevilerine tatbik ettim fakat benden sonra ona şiir demeye kimsenin dili varmaz. Vallahi o hakikaten doğrucu kâhinler de gerçekten yalancıdırlar. Ebû Zer dedi ki: O halde bana baş göz ol tâ ki gidip göreyim dedim ve Mekke-ye geldim. Mekkelilerden zayıf bir adam buldum. Ve: Kendisine sapık dediğiniz zât nerededir? diye sordum. Bana işaret etti. Al sapığını! dedi. Az sonra vadinin sakinleri bütün topaç ve kemiklerle üzerime hücum ettiler. Hattâ bayılarak düştüm. Kalktığım vakit dikili taşlar gibi kıpkırmızı idim. Hemen zemzeme giderek üzerimden kanları yıkadım ve suyundan içtim. Yemin olsun kardeşim oğlu otuz günle gece arası durdum. Zemzem suyundan başka yiyeceğim yoktu. Ama se-mizledim. Hattâ karnımın büküntüleri kıvrıldı. Karnımda açlık zafiyeti hissetmedim. Bir ara Mekkeliler ay aydınlığı bir gecede ansızın uyudular. Kabe-yi kimse tavaf etmiyordu. Onlardan iki kadın sâf. ve Nâile-ye dua ediyorlardı. Tavafları esnasında yanıma geldiler. Ben: Bunların birini diğerine nikâh edin dedim. Fakat onlar sözlerinden vaz geçmediler. Ve yanıma geldiler. Odun gibi şey yalnız ben kinaye söylemiyorum dedim. Bunun üzerine kadınlar velvele kopararak gittiler. Bizim neferlerimizden biri burada olsaydı ya! diyorlardı. Az sonra karşılarına Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile Ebû Bekr çıktı. Yukardan iniyorlardı. (On ara): «Size ne oldu?» diye sordu. Dinsiz Kâ-be İle örtülerinin arasındadır dediler. «Size ne söyledi?» diye sordu. O bize ağzı dolduran sözler söyledi dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gelerek Hacer (i esved) i öptü. Ve arkadaşı ile birlikte Kâ-be-yi tavaf etti. Sonra namaz kıldı. Namazını bitirince (Ebû Zerr Dedi ki): Onu İslâm-ın selâmı ile ilk selâmlayan ben oldum. Ve selâm sana ya Resûlallah! dedim. da... Allah-ın rahmeti de...:» buyurdu. Sonra: «Sen kimsin?» diye sordu. Gıfâr-dan-ım dedim. Bunun üzerine eli ile uzanarak parmaklarını alnına koydu. Ben kendi kendime: Benim Gıfâr-a mensub olmamı kerih gördü dedim. Ve elini tutmaya kalkıştım. Arkadaşı derhal beni men etti. Onu benden iyi biliyordu. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) başını kaldırdı ve: zamandan beri buradasın?» diye sordu. Ben: Gecesi gündüz otuz günden beri buradayım dedim. «O halde seni kim doyuruyordu? dedi. Zemzem suyundan başka yiyeceğim yoktu ama semizledim. Hattâ karnımın kıvrımları kırıldı. Karnımda bir açlık zaafı da görmüyorum dedim. gerçekten mübarektir. O hakîkaten doyurucu yemektir.» buyurdular. Ebû Bekr: Ya Resûlallah ! Bu gece onu doyurmak için bana izin ver! dedi. Müteakiben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile Ebû Bekr gittiler. Ben de onlarla beraber gittim. Ebû Bekr bir kapı açtı ve bize Tâif-in kuru üzümünden avuçlamaya başladı. Bu Mekke-de yediğim ilk yemek oldu. kaldığım kadar kaldım ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldim de: gerçekten hurmalık bir yerin semti gösterildi. Onun Medine-den başka bir yer olacağını sanmıyorum. Sen kavmine benden (bir şeyler) tebliğ eder misin? Ola ki Allah senin vasıtanla onları faydalandırır. Ve onlar hakkında sana ecir verir.» buyurdular. Sonra Üneys-e geldim. Ne yaptın? diye sordu. Şunu yaptım ki; ben gerçekten müslüman oldum ve tasdik ettim dedim. Ben senin dinine karşı değilim; çünkü ben do müslüman oldum ve tasdik ettim dedi. Bunu müteâkib annemize geldik. O da: Ben sizin dininize karşı değilim; çünkü ben de müslüman oldum ve tasdik ettim dedi. Bunun üzerine hayvanlara bindik ve kavmimiz Gıfâr-a geldik. Onların da yarısı müslüman oldu. Kendilerine Eymâ- b. Rahadate-l-Gıfâri İmâm oluyordu. Reisleri idi. da: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine-ye geldiği vakit müslüman oluruz dediler. Az sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine-ye geldi. Onların kalan yarısı da müslüman oldular. Eşlem kalilesi dahi gelerek: Ya Resûlallah! Bunlar bizim kardeşlerimizdir. Onlar ne üzerine müslüman oldularsa biz de müslüman oluruz dediler. Ve müslümanliğı kabul ettiler. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Allah ona mağfiret buyursun! Eşlem! Allah ona da selâmet versin!» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim Sahabe-nin Faziletleri
Konu: Ebû Zer Radıyallahu Anhın Faziletlerinden Bir Bab