Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Ebû Zer Radıyallahu Anhın Faziletlerinden Bir Bab

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:31    Güncellendi: 5.02.2025 19:31
6516-) Bana İbrahim b. Muhammed b. Ar-arate-s-Sâmî ile Muhammed b. Hâtıra rivâyet ettiler. Hadîsin siyakı itibariyle birbirlerine yakındırlar. Lâfız İbn Ilâtim-indir. (Dediler ki): Bize Abdurrahman b. Mehdi rivâyet etti. ki): Bize Müsennâ b. Saîd Ebû Cemre-den o da İbn Abbâs-dan naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Mekke-de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bi-seti Ebû Zerr-in kulağına gelince kardeşine: Hayvanına bin şu vadiye git ve kendisine semâdan haber getirdiğini söyleyen şu adam hakkında bana bilgi topla. Konuştuğunu dinle sonra tana getir! demiş. Kardeşi yola koyulmuş ve Mekke-ye gelmiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in söylediklerini dinlemiş sonra Ebû Zerr-e dönerek: Onu iyi ahlâkı emrederken ve öyle bir söz söylerken gördüm ki söz şiir değildir demiş. Ebû Zerr: Muradım hususunda tana şifâbahş olamadın demiş. Hemen azığım almış ve içinde su bulunan bir tulumunu yüklenerek Mekke-ye gelmiş. Mescid-e vararak Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-i aramış. Kendisini tammıyormuş. Onu sormaktan da çekinmiş. Nihayet akşamı bulmuş ve yatmış. Derken onu Ali görmüş ve bir yabancı olduğunu anlamış. Onu g-örünce peşine düşmüş ama birbirlerine hiç bir şey sormamışlar. Tâ ki sabah olmuş. Sonra (Ebû Zerr) tulumcağızını ve azığını yüklenerek mescide çekilmiş. O gün de Öyle devam etmiş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) göremiyormuş. Nihayet akşam olmuş. O yine yattığı yere dönmüş. Derken yanına Ali uğramış ve: Bu adama konağım bilme zamanı gelmedi mi? diyerek onu kaldırmış. Ve beraberinde götürmüş. Birbirlerine hiç bir şey sormuyorlarmış. Üçüncü gün gelince aynı şekilde hareket etmiş. Ali yine onu kaldırarak beraberinde götürmüş. Sonra ona: Bana anlatmıyacak mısın? Seni bu beldeye getiren nedir? demiş. Ebû Zerr: Beni irşâd edeceğine ahd-ü misak verirsen (dediğini) yaparım demiş. O da söz verme işini yapmış. Bunun üzerine Ebû Zerr ona (niçin geldiğini) haber vermiş. Ali: Gerçekten o haktır. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) odur. Sabahladığın vakit beni tâkib et! Ben senin için korkulacak bir şey görür- su dökermişim gibi yapacağım; geçip gidersem arkamdan gel ve benim girdiğim yere gir! demiş. Ebû Zerr de öyle yapmış ve Ali-yi takip ederek yola düşmüş. Nihayet Ali Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kanına girmiş. Onunla birlikte Ebû Zerr de girmiş. Artık onun söylediğini dinlemiş ve oracıkta müslüman olmuş. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ona: dön de emrim sana gelince onlara haber ver.» buyurmuş. Nefsim yed-i kudretinde olan Allah-a yemin ederim ki onların arasında bunu haykıracağım demiş ve çıkarak mescide gelmiş. Müteakiben var sesiyle: Şehâdet ederim ki Allah-dan taşka ilâh yoktur. Ve Muhammed Allah-ın Resûlüdür diye bağırmış. ayaklanmışlar ve onu döşeğe düşürünceye kadar dövmüşler. Derken Abbâs gelerek üzerine kapanmış ve: Yazıklar olsun size! Bunun Gıfâr kabilesinden olduğunu ve tacirlerinizin Şam-a giden yolu bunlardan geçtiğini bilmez miydiniz? diyerek kendisini onlardan kurtarmış. Ertesi gün yine bunun gibi yapmış. Küifâr ayaklanarak yanına gelmişler ve kendisini dövmüşler. Yine Abbâs Üzerine kapanmış ve onu kurtarmış. hadîsi Buhârî «Kitâbu’l-Menâkıb»‘ın bir iki yerinde tahric etmiştir. ki: Bundan önceki Abdullah b. Saraid rivâyetiyle bu rivâyet arasında araları bulunamayacak kadar ihtilâf vardır. Abdullah-in rivâyetinde Ebû Zer (radıyallahü anh)-in Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-i geceleyin Kâbe-yi tavaf ederken gördüğü ve otuz gün orada kaldıktan sonra orada müslüman olduğu bu müddet zarfında zemzem suyundan başka bir gıda bulamadığı bildirilmektedir. İbn Abbâs rivâyetinde ise yanında suyu ve yiyeceği olduğu anlaşılıyor. Ve kendisini Hazret-i Ali b. Ebi Tâlib üç gece misafir ediyor. Sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e götürerek orada müslüman oluyor. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanından çıktıktan sonra da yüksek sesle müslümanlığını ilân ediyor. Bunun üzerine müşrikler kendisini feci şekilde döğüyorlar. iki rivâyetin senetleri sahihtir. İhtimal ki Hazret-i Ebû Zer Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-i Kâ-be-nin yanında gördüğünde müslüman olmuş Hazret-i Ali bunu görmemiştir. Bu hâl ikinci defa Kâ-be-ye geldiğinde Hazret-i Ali ile buluşuncaya kadar gizli kalmış sonra Ali (radıyallahü anh) onu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-e götürmüş ve Hazret-i Ebû Zer imanını yenilemiştir. Ancak bu ihtimal zayıftır. «Müslim» sarihlerinden. «Hadîs sarihlerinden bu çatılmaya tenbihde bulunan kimse görmedim.» diyor. şârihi Aynî dahi iki rivâyet arasındaki fazla müğayo-rete temas etmiş: «Lâkin İbn Abbâs rivâyetini kısadan kesmiştir denilmek suretiyle aralarını bulmak mümkündür.» demiştir. Hazret-i Ali’nin: «Bu adamın evini bilmesi Zamanı gelmedi mi?» sözü: Muayn bir yeri olduğunu bilmiyor mu? manasınadır. Yahut bu sözüyle onu evime davet ettiğini anlatmak istemiştir. Zer (radıyallahü anh) ile babasının adları hususunda çok ihlâf vardır. Bazıları Cündeb b. Cünâde-dir; bir takımları erir b. Cündeb-dir demiş; Cündeb b. Seken olduğunu söyleyenler bulunmuş; daha başka isimlerden bahsedilmiş ise de meşhur olan ismi Cündeb b. Cünâde-dir. Hazret-i Ebû Zer otuz iki tarihinde Medine köylerinden Rabeze-de vefat etmiş renazesini tesadüfen oradan geçmekte olan İbn Mes-ûd (radıyallahü anh) kaldırmıştır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim Sahabe-nin Faziletleri
Konu: Ebû Zer Radıyallahu Anhın Faziletlerinden Bir Bab