6733-)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Ebû Üsâme Velid b. Kesir-den o da Muhammed b. Amr b. Ata-dan o da Ata- b. Yesâr-dan o da Ebû Saîd ile Ebû Hüreyre-den naklen rivâyet etti. Ebû Saîd ile Ebû Hüreyre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i şöyle buyururken işitmişler: başına sabit bir sızı veya bir meşakkat bir hastalık bir hüzün hattâ kendini üzen bir keder gelirse onunla günahlarından bâzısı örtbas edilir.» hadîsi Buhârî «Kitâbu-l-Merdâ»-da; Tirmiz-î «Kitâbu-l-Cenâizt-de tahric etmişlerdir. Meşakkat; Vasab: Sabit hastalık demektir. Hem: Düşündüğü şeyde insana ânz olan nahoş haldir. Hazen veya Hüzn ise geçmişte vuku- bulan nahoş bir hadîse sebebiyle duyulan üzüntüdür. Bunların ikisi de iç hastalıklarından sayılırlar. Bu ve emsali hadîsler: «Sevab ve azab hak edilen şeylerdir. Musibetler bunlardan değildir. Musibetlerden-dolayı verilen sevablar onlara sabredildiği ve rıza gösterildiği içindir.» diyenlerin sözünü reddetmektedir. Çünkü mücerred musibet gelmekle sevab hasıl olacağını açıkça bildirmektedirler. Sabır ve rızaya gelince: Bunlar sevabın ziyâdeliğine sebep olurlar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim İyilik Sile Ve Âdâb
Konu: Müminin Başına Gelen Hastalık Üzüntü Ve Buna Benzer Şeylerden Hatta Batan Dikenden Kazanacağı Sevab Bâbı