6801-)
Bize bu hadîsi yine Amru-n-Nâkıd rivâyet etti. ki): Bize İsmail b. İbramın rivâyet etti. ki): Bize Ma-mer Zübrî-den naklen bu isnadla «Hayr tebliğ eden...» sözüne kadar haber Verdi. Ondan sonrasını anmadı. ikisi Buhârî «Kitâbu-s-Sulh»-da; Tirmizî «Kitâbu-l-Birr»-de: Nesâî «Siyer» ve «Işretü-n-Nisa» bahislerinde muhtelif râvilerden lahric etmişlerdir. Iyâz üç yerde yalan söylemenin bilittifak caiz olduğunu söylemiştir. Ancak bu yerlerde mubah olan yalandan murad ne olduğu ihtilaflıdır. Ulemâdan bir cemaata göre bir maslahattan dolayı bu üç yerde yalan söylemek mutlak surette caizdir. Memnu yalan zararlı olandır. Bir zâlim birinin yanında gizlenmekte olan kimseyi öldürmek İstese nerede olduğunu bilmiyorum diyerek yalan söylemesi bilittifak vâcib olur. Diğer bior rakım ulemâya göre yalan söylemek hiç bir hususta caiz değildir. Onlarca üç yerde yalan söylemenin caiz olmasından murad; tevriyeli yani kapalı ve ihtimalli söz söylemektir Meselâ: Bir adam karısına iyi bakacağını ona şöyle şöyle elbise giydireceğini va-d eder de kalbinden Allah takdir ettiyse yaparım diye niyet eder. Bu bir tevriyedir. Dargın kimseleri barıştırmak için iki taraftan birbirlerine güzel sözler nakleder ve tevriye yapar. Harbde de aynı şekilde hareket eder. Düşmana giderek: Sizin en büyük kumandanınız öldü der. Fakat bununla onun geçmişteki bir kumandanını niyet eder. Karı-kocanın birbirlerine yalan söylemelerine gelince: Bundan murad birbirlerine sevgi göstermeleri ve icrası lâzım gelmeyen şeyleri vadetmeleridir. Birbirlerine olan borçlarını vermemek yahut hakkı olmayan şeyleri birbirinden istemek gibi hususlarda yalan söylemeleri bilicmâ haramdır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim İyilik Sile Ve Âdâb
Konu: Yalanın Haram Kılınması Ve Mubah Olanını Beyan Babı