7125-)
Bana Muhammed b. İshak El-Müseyyebî rivâyet etti. ki): Bana Enes (yani Ebû Damra İbn Iyâz) Mûsa b. Ukbe-den o da Nâfi-den o da Abdullah b. Ömer-den o da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-den naklen rivâyet etti. Ki şöyle buyurmuşlar: zamanlar üç kişi yolda giderlerken kendilerini yağmur tutmuş ve dağda bir mağaraya sığınmışlar. Arkacığından mağaranın ağzına dağdan bir kaya düşmüş ve onları kapamış. Bunun üzerine yolcular birbirlerine: Bakın Allah için sâlih amel işledinizse o ameller vasıtasıyle Allah-a duâ edin. Ola ki Allah bu kayayı sizden açar demişler içlerinden biri: Allahım! Benim iki ihtiyar geçkin ana-babamla bir karım ve küçük çocuklarım vardı. Onlara iyi bakardım. Hayvanlarımı yanlanna gelirdiğim vakit süt sağar evvelâ annemle babamdan başlayarak çocuklarımdan önce onlara içirirdim. Şu var ki: Bir gün ağaçlık beni uzaklara götürdü de akşamlayıncaya kadar gelemedim. Ve onları uyumuş buldum. Hemen evvelce yaptığım gibi süt sağdım. Ve kabı getirerek başlan ucuna dikildim. Onları uykularından uyandırmaya kıyamıyor; çocuklara da onlardan evvel süt vermekten çekiniyordum. Çocuklar ayaklarımın dibinde çağrışıyorlardı. Benim ve çocukların hâli bu minval üzere fecir doğuncaya kadar devam etti. Eğer benim bunu senin rızanı dileyerek yaptığını biliyorsan bu kayadan bize bir mikdârını arala da ondan gökyüzünü görelim demiş. Bunun üzerine Allah kayanın bir mikdârını aralamış ve ondan gökyüzünü görmüşler. Diğeri: Allahım! Benim bir amcam kızı vardı. Onu erkeklerin kadınları sevmesinin en son derecesiyle sevmiştim. Ondan kendisiyle evlenmek taleb ettim. Ama o kendisine yüz altın getirmedikçe bunu kabul etmedi. (Çalışıp) Yoruldum. Nihayet yüz altını topladım ve ona götürdüm. Ayaklarının önüne oturduğumda: Ey Allah-ın kulu! Allah-dan kork ve bu mührü nahak yere açma! Ben de yanından kalktım. Eğer bunu senin rızânı dileyerek yaptığımı biliyorsan bu kayanın bir kısmını bize aç demiş. Allahü teâla da—onlara (bir miktar daha) açmış öteki: Allahım! Ben bir ölçek pirince bir çırak tutmuştum işini bitirdiği vakit: Bana hakkımı ver! dedi. Ben de kendisine ölçeğini arzettim. Fakat o kabul etmedi. Onu ekmeye devam ettim. Nihayet o pirinçten çobanlarıyle birlikte bir sürü sığır elde ettim. Derken bana geldi ve: Allah-dan kork da benim hakkıma zulmetme! dedi. Ben: Çobanlarıyle beraber şu sığırlara git de onları al! dedim. (Bu sefer): Allah-dan kork! Benimle alay etme! dedi. Ben seninle alay etmiyorum. Bu sığırları çobanlarıyle birlikte al! dedim. O da aldı götürdü. Eğer bunu senin rızanı taleb için yaptığımı biliyorsan bize (kayanın) kalan kısmını da aç! demiş. Bunun üzerine Allah kalan kısmı da açmış.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim Rikak
Konu: Mağaraya Sığınan Üç Kişi Kıssası İle Salih Amellere Tevessül Bâbı