7269-)
Bize Muhammed b. Abdillah Er-Ruzzî rivâyet etti. ki): Bize Abdu-l-Vehhab b. Atâ- Saîd-den o da Katâde-den o da Enes-den o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen yukarkilerin hadîsi mânâsında haber verdi. üzere dünyadan giden kâfirin âhirette hiç bir sevabı olmadığına dünyada Allah için işlediği hayırların hiç bir mükâfatını göremiye-ceğine ulemâ ittifak etmişlerdir. Bu hadîs-i şerîf dahi kâfirin dünyada yaptığı hayr hasenat karşılığında kendisine dünyada nimet verileceğini bunların âhirette kendisine bir faydası olmayacağını sarahaten bildirmektedir. Mü-mininse hayr hasenatının karşılığı hem dünyada hem âhirette verilecektir. Buna hiç bir mâni yoktur. bildirdiği bu hakikate itikad vâcibdir. zulümden murad; terkdir. Yani; Allah mü-minin mükâfatını terketmez demektir. Çünkü zulüm bazan noksanlık mânâsına gelir. Zulmün hakikati haddi tecâvüzdür ki: Bu Allahü teâlâ hakkında müste-hildir. iken hayır hasenat işleyen kâfir sonradan müslüman olur ve müslüman ölürse sahih olan kavle göre bu hasenatının mükâfatım âhirette görecektir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Kıyâmet Cennet Cehennem...
Konu: Mü’minin Hasenatı Sebebiyle Dünyada Ve Âhirette Mukafatlandırılmışı Ve Kafirin Hasenatının Dünyada Peşin Ödenmesi Bâbı